Mesut Yar Döndüm bak geldim şimdi!
HABERİ PAYLAŞ

Döndüm bak geldim şimdi!

Haberin Devamı

Yedi yıl olmuş POSTA’da yazmaya başlayalı. Her tatil dönüşü de aynı nakaratı tekrarlayıp durmuşum; “Televizyon izlememek gibisi yok”. Aha şimdi bir itiraf, “Yalan söyledim sana sevgili okur”... Eğer ekmeğini hem TV işinden hem de TV kritikleri yazarak kazanıyorsan alternatifin yok. İdmansız sahaya çıkamazsın. Çünkü TV dünyası en az futbol dünyası kadar hareketli. O yüzden bugünden itibaren şu 10 günlük balayı/tatilde ekran karşısında geçirdiğim sevimli, sevimsiz her anımı paylaşacağım sizinle. Sanırım düşüncelerimiz ortak, yoksa sayfiyede çevirip “Mesut Bey, Allah aşkına şu meseleye de bir el atsana” diye başlayan ortak şikâyetlerimiz bu denli benzeşmezdi. Neyse Mesut geri döndü; gerisini sihirli kutunun içindekiler düşünsün!

[[HAFTAYA]]

BİR BOŞLUK DOLAR

Ekranda uzun zamandır iyi bir röportajcıya rastlamak mümkün değil. Fatih Altaylı’nın “Teke Tek” isimli programı, Murat Sabuncu’nun SKY TÜRK 360’daki cesur işlerini bir kenara koyarsak ekran bana göre müthiş bir röportajcıya kavuştu. Enver Aysever bu yıl son derece başarılı bir performans çıkardığı CNN Türk ekranında kendini ifade edebileceği en ideal işe kavuştu. “Aykırı Sorular” isimli bu yarı röportaj yarı söyleşi programı birkaç haftaya kalmaz kendi bağımlı kitlesini yaratacaktır. Enver sorulmayanı sormada müthiş bir cesurluk kabiliyetine sahip. Cesaretin kabiliyet olmadığını söyleyenler olacaktır belki ama Enver’i izleyince bu sabit fikirden vazgeçeceklerine yemin edebilirim hani!

ÇOCUKLAR DUYMASIN DESEK DE...

Bir veda haberi de “Çocuklar Duymasın” (atv) dizisinden geldi. Daha doğrusu dizinin kendisi yayın hayatına ara verdi sevgili okurlar. Bu, bildiğimiz bir sezon finali değil. Neredeyse iki yıllık bir nadasa bırakma hali. 10 yıl önce başlayıp hâlâ izlenebilen az sayıda dizinin arasında “Çocuklar Duymasın.” Bir nevi kamu spotu gibi de havası var ekranda. Hep olumluluklar üzerine kurulu bir aile dizisi. Ve biz ekranda olumluluk duygusuna hasret kalmış bir kalabalığız. Sezonu falsolarla da geçirse toplam olarak baktığımızda daha ömrünü tamamlamamış bir iş olarak görüyorum diziyi. Şu farklı mizah türlerine yönelme rüzgarı bir dinsin; yine bulacaktır rotasını. Ama söz konusu başlangıç noktası 2013 yılı olunca; kim öle, kim kala? Haksız mıyım, ne dersiniz?

Vadinin ölü otları...

Bundan beş yıl kadar önce “Kurtlar Vadisi” bir daha yayınlanmama kararı almıştı. Yapımcı ve kanalın ortak kararıydı bu. Tam da o sıralarda oyuncu Gürkan Uygun’la “Memati” üzerine Tempo dergisi için bir röportaj yapmıştım. Sonra kitaplaştı o söyleşiler. Diyordu ki Gürkan; “Öyle bir şeyler yapmalıyım ki, üzerime sinen bu Memati kokusundan kurtulmalıyım”. İşinin zor olduğunu söylemiştim. Zaman beni yalancı çıkarmadı ve beş yıl sonra Gürkan yine aynı kararı şimdi yeniden aldığında işinin yine zor olacağını söylüyorum. “Kurtlar Vadisi”nden çıkan herkes bir şekilde unutuldu. Hatta bir dönem uğruna mevlitler düzenlenen Çakır karakteri bile. Ama Memati öyle değil. Memati bizzat Polat Alemdar’ın gölgesi. Ve gölgesi olmayan adamlar pek itibar görmez bizim nezdimizde. İyisi mi ya proje burada noktalanmalı ya da Gürkan bir an önce Vadi’ye geri dönmeli. Kişi ve kurumu ayrı ekranlarda izlemek kimseye keyif vermez, benden söylemesi.

KABAK TADI DİYE BİR ŞEY

Yaz geldiğini bir sıcaklardan bir de Show TV ekranlarından anlarsınız. Ne zaman ki “Doktorlar” dizisi tekrar, özet, özel ve bilumum sıfatlarla hayatımıza girerse, anlarız ki uzun ve sıcak bir yaz olacak. Doğrusunu söylemek gerekirse geçtiğimiz yaz tam da böyle oldu. Bıktırana kadar yayınlandı “Doktorlar” dizisi. Üstelik dizinin 4 yıl önce çekilmiş bölümleriydi bunlar. Beşinci yılda değişen bir şey yok. Yine aynı tekrarlar, yine ekranda bir beyaz önlük istilası. Diziyi ilk yayın tarihinden itibaren kesintisiz izleyenler tp fakültesi mezunu sayılacaklar önümüzdeki yaz. Ve şuna eminim ki, önümüzdeki yaz hayatımızda yine “Doktorlar” olacak. İşin ilginci kadrosunda daha sonradan benzer kuvvette bir iş çıkaran kimse olmadığı için yine bugünkü kadar izlenecek; yani çok izlenecek!

HANGİ DİZİ KİME AİTTİR?

Aslında her kanalın tekrar dizileri arasında kanalın logosuyla özdeşleşen işler var. Show TV deyince akla “Doktorlar”, Kanal D deyince akla “Arka Sokaklar”, Star TV deyince akla “Sihirli Annem”, atv deyince akla “Saklambaç”, Fox TV deyince “Bez Bebek”, STV deyince “Beşinci Boyut”, Flash TV deyince akla “Gerçek Kesit” geliyor. Diğer kanallar için de bir dolu dizi sayabiliriz. Ama binlerce tekrara rağmen tüm bu saydığım dizilerin yeni bölümlerinden daha fazla izlenmesi Türk insanının havsalasında yaratılmış bir çiziğe işaret ediyor. Ne kadar çok tekrar o kadar çok acı, ne kadar çok acı o kadar çok travma, ne kadar çok travma o kadar çok bağımlılık. Ne tuhaf değil mi?

Sıradaki haber yükleniyor...
holder