Yazgülü Aldoğan Dip dalgaları sert vuruyor
HABERİ PAYLAŞ

Dip dalgaları sert vuruyor

Haberin Devamı

16 Nisan akşamı, sandıktan Hayır çıkmasının engellendiğine inananlar, CHP’den sert tepki beklediler. Kılıçdaroğlu bu tepkiyi “silahlı çatışma çıkmasın” diye göstermediklerini günler sonra açıkladı. Parti sözcüsü Selin Sayek Böke, daha o gece sine-i millete dönmekten bahsetti.

Bir saat sonra Grup başkan vekili bu açıklamayı tekzip etti. Partide, sertlik isteyenlerle yumuşak gidelim diyenlerin çatışması o günden beri sürüyor! Selin Sayek Böke’nin istifası, çatışmanın büyüdüğünü gösteriyor. Ancak CHP, EVET’i hiç kabul etmedi, etmeyecek, meşrulaştırmayacak.

Tepkinin yeri ve biçiminin nasıl olacağına da, Parti Meclisi ve seçmenle birlikte karar verilmeli. Görünen o ki dip dalgaları sert vuruyor, çünkü Hayır bileşenleri de artık sabretmek istemiyor. Demokrasi, vazgeçilemez ve kazanması zor bir savaşsa herkese görev düşüyor.

CHP Genel Başkanı niye öyle dedi?

Kılıçdaroğlu’nun anlamlandıramadığımız, kızdığımız, eleştirdiğimiz bazı sözleri ve davranışları olmuştu ya. Basına kapalı bir toplantıda açıldı, anlattı nedenlerini.

1. Referandum gecesi niye öyle kısa ve soğuk bir konuşma yaptı?

Yüzde 51 “EVET” onları tatmin etmedi. Çok kızgındılar. İç çatışma ihtimali vardı. Eğer ateşli ve protestoya teşvik edici bir konuşma yapsaydım olacakların hesabını veremezdim. Aldığımız duyuma göre AKP silah ve sopa dağıtmıştı, sokağa çıkılırsa büyük bir çatışma ortamı çıkardı. Ana hedef CHP’ydi.

2. Fikri Sağlar için niye kapının önüne koyarım dedi?

Benim üslubum ve tarzım değil. Referandum kampanyası boyunca sürdürdüğümüz yapıcı ve yumuşak üslup iktidar çevrelerini çok rahatsız etti.

CHP’yi eski ayarlarına getirin diye talimat gitmiş. Hemen arkasından Deniz Baykal ve Fikri Sağlar çıkışları geldi. İnsanın bir dayanma noktası var; öyle bir söz çıktı ağzımdan. Ama bundan sonra Cumhurbaşkanı Salı toplantılarında parti başkanı olarak konuşurken ben de cumhurbaşkanına göstermem gereken saygıyı göstermeyeceğim. Çünkü orada cumhurbaşkanı olarak bulunmayacak.

3. Cumhurbaşkanı ve İstanbul Belediye Başkanı kim olacak?

Şimdiden bir aday gösterip de iki yıl içinde yıpranmasını istemeyiz. Ama elbette kendi aramızda bu adayların çalışmalarını yapıyoruz. Belediye Başkanlığı için daha çok çalışıyoruz.

Cumhurbaşkanı adayı bütün hayır bileşenlerini kapsayacağı için daha zor. Parti genel başkanlarının aday olmasına karşıyım, ama şimdilik bir isim de yok.

4. Kontrollü darbe dedi, arkasını getirmedi, neden?

Darbe Komisyonu’nun raporunu yazmasını bekliyoruz. Nedense 16 Nisan sonrasında vereceğiz dediler. Versinler biz de o rapora muhalefet şerhimizi yazarken elimizdeki bütün kanıtları koyacağız. Dökümanlarımız var. Erdoğan’ın konuşması var: Karşı darbe yaptık dedi, daha ne olsun, 3 ayrı yerde 3 uçak bekliyordu dedi? Adil Öksüz’ü araştırsalar oradan neler çıkar.

5. Bundan sonra ne olacak?

Mücadele asıl bundan sonra başlıyor. YSK’nın muhalefet şerhi çok önemli. Biz de muhalefet şerhleriyle tarihe not düşeceğiz

Beklediğimiz adalet ancak ilahi adalet!

Bu topraklarda acı bitmiyor. Adalet gerçekleşmiyor. Olan hep garibana oluyor! Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edildikleri günün üzerinden 45 yıl geçmiş; idam ayıbını kaldırdık derken sokaklar idam geri gelsin çığlıklarıyla inliyor.

Oysa zaten cezaevlerinden gelen çığlıklar ölümden beter! İşkenceye sıfır tolerans, “eziyete karşı çıkarsan işkence gelir” tehdidine dönmüş.

Arkası olan Fetöcü tahliye olurken, kimsesi olmayan askerler, masumiyetlerini kanıtlayana kadar ilaçlarını bile alamadan, 5 m2 yerde 27 kişi kalarak, her türlü aşağılamaya muhatap, inim inim inliyor. Güneydoğuda terörle mücadeleye katılmış, orada dağlarda gecelemiş olanlar keşke ölselerdi; al bayraklı şehit tabutlarında el üstünde taşınacaklardı.

Şimdi Fetöcü subayların kurbanı oldular diye cezaevlerinde dövülüyor. Bu neyin adaleti? Şikayet ettiğin zaman avukat çaresiz, hakim çaresiz, herkes Allah kurtarsın diyor. İşimiz hep ilahi adalete kalıyor!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder