Giriş
Cennetten bir köşe: Mavi Deniz Selimiye
Büyükşehirden bunaldınız mı? O zaman sizin tatile ihtiyacınız var. İşte size müthiş bir fırsat; gidin, görün, gezin. Müthiş döneceksiniz
İstanbul... Ah güzel İstanbul! Güzel şehir güzel olmasına da... Yıpratıyor insanı. İş, güç... Trafik çilesi... Metrobüse binsen insan seli! Bir kargaşa, bir kalabalalık. Bir kaç gün ayrı gelmek o kadar iyi gelecek ki!
Çıkarken yola işte bunlardı aklımızdan geçenler. Yenikapı'dan feribota bindik. Feribota kadar stres yüklüydü herkes, feribot hareket edince öyle yumuşadı ki insanlar; pes! Hele inerken Bandırma'da yol verme yarışındaydı otomobiller birbirine, binerken herkes birbirinin önüne geçmek istiyordu oysa... İstanbul'dan biraz olsun uzaklaşmak bu kadar etkili oluyorsa! Varın siz düşünün gerisini....
Bandırma, İzmir, Muğla derken geldik Marmaris'e... Oradan Datça yoluna saptık, Bozburun sapağına gelince Datça yolundan da ayrıldık. Sırasıyla Hisarönü, Orhaniye, Turgut derken, sağda görüldü Selimiye... Uzaklığı Marmaris'e 40, Bozburun'a 7 kilometre...
Köyün içine girdik... Bir taraf deniz, bir taraf yeşil. Yaklaşık bir kilometre gittikten sonra sağda deniz kenarında görüldü Mavi Deniz Selimiye... Burası şirin mi şirin bir yer... Bahçe içinde, denize sıfır. Deniz derken, göl gibi. Oynamıyor bile su... Esra - Ramazan Şahin çifti öyle karşıladı ki bizi, 40 yıllık dostuz sanki. Otele değil de kendi evimize gelmişiz gibi... Tertemiz odamıza yerleştikten sonra attık kendimizi suya... Aman Allahım! Bu nasıl güzellik, İstanbul'dan sonra sessizliğin sesi ne kadar da güzelmiş, kendimize geldik.
Kuş seslerinin eksik olmadığı bahçeden geçip, odamızda dinlendikten sonra biraz, iskelede bize ayrılan masada yerimizi aldık. Mavi Deniz hem şık bir motel, hem de müthiş konumu olan bir restorant. Masalar iskele üzerinde, denizde ahtapotlar, kalamarlar, balıklar geziniyor. Restoranın boylu, poslu, güler yüzlü ve de yakışıklı şefi Erman Mete yanımızdaydı...
Yardımcıları Erhan ve Ercan da... "Ne yiyelim" dedik, gülümsediyer, "Meze dolabına bir bakın" dediler... Bakmaz olaydık! Hangi birini seçeceğimizi şaşırdık! Mutfakta ünü dört bir yana yayılmış Kıvanç usta var. Öyle döktürmüş ki, sanki meze dolabı değil, kuyumcu dükkanı! O derece yani!
Biz mezeleri Kıvanç ustaya bıraktık... O da herşeyin tadına bakmamızı sağladı. Deniz börülcesi, kabak çiçeği dolması, şakşuka, atom.. Nefisti. Hele de taze toplanmış yeşilliklerden yapılmış salata... Vay canına! Kalamarı anlatmayayım, hele de ahtapot ızgara... Kıvanç ustanın neden ünlü olduğunun kanıtıydı adeta... İlk gecemizi kılıc şişle tamamladık, ertesi akşam için ise lagos ayırttık. Buğulaması da ızgarası da süper olurmuş, biz ızgara tercih ettik.
3 gün öyle geçti ki... Rüya gibi. Her biri bir gün öncesinden güzeldi. Ayrılık zamanı geldiğinde bir uğurlama yapıldı ki bize... Sanki evimizden gurbete gidiyormuşuz gibi... Daha uzun görüşmek dileği ile diye ayrıldık oradan ama... Sezen Aksu'nun şarkısı başlamıştı çoktan radyoda; "Kablim Ege'de kaldım" diye... Bekle bizi, yine geleceğiz Selimiye...
NASIL GİDİLİR?
Otomobilinizle gideceksiniz, nasıl gideceğiniz zaten yazıda var. Yok uçakla gidelim diyorsanız Dalaman Havalimanı'na ineceksiniz. Erken bilet alırsanız çok daha ucuza uçabilirsiniz. Dalaman'dan Havaş ya da Muğla Belediyesi'nin otobüsleri var; biniyorsunuz. Yaklaşık 1.5 saat sonra Marmaris Otogarı'ndasınız. Oradan da Selimiye dolmuşları var. 1 saat sonra Selimiye'ye varıyorsunuz. Ya da Dalaman'dan otomobil kiralayabilir, veya Mavi Deniz'i arayarak özel araç talep edebilirsiniz.
NELER YENİR?
Neler yenmez ki! Köyün otlarından yapılan mezeler harika... Mutlaka deneyin. Ahtapot ızgarayı muazzam yapıyorlar. Lagos yörenin balığı, ızgarası da müthiş buğulaması da. Izgara isterseniz önceden söyleyin, özel sosta bekletip, sonra ızgaraya atıyorlar. Günlük balıkların hepsi lezzettli. Barbun teklif ederlerse sakın hayır demeyin, pişman olursunuz. Ayrıca Selimiye'de çarşıda ev yemekleri yapan küçük işletmeler de var. Onlara da uğrayabilirsiniz. Sahil zaten hep balık lokantası.
NERELER GEZİLİR?
Bir gününüzü tekne gezisinize ayırın. Öyle güzel koylar, adalar var ki; bunu mutlaka ama mutlaka yapın. Selimiye'de deniz o kadar güzel ki, eğer çıkabilirseniz etrafı dolaşın, köyün içinde bir gezintiye çıkın. Selimiye'ye gelirken ya da dönerken Turgut Şelalesi'ni de görün. Kızkumu'nda denizin içinde yürüyüş yapmayı unutmayın. Dönerken bal, kekik, zeytinyağı gibi yöresel ürünler de alın.
