Pazar Postası Çelik: 'Sevdiğim kız seks işçisi çıktı'
Paylaş
Çelik: 'Sevdiğim kız seks işçisi çıktı'

Canan Danyıldız 90'ların popüler ismi Çelik ile Wyndam Grand Kalamış Hotel'de buluştu

RÖPORTAJ: CANAN DANYILDIZ
canan.danyildiz@posta.com.tr


-Çelik, müzisyen ve söz yazarı.

-Onu 90’larda İzel-Çelik-Ercan grubuyla tanıdık. 2000’lere kadar iyi giden kariyerinde ani bir düşüş yaşadı.

-Onun için ‘tarikatçı, ateist’ dediler, Ergenekon davasında ifade verenlerden biri oldu. Ağır tehditler aldığı için 2 yıl Bakü’de yaşadı.

-Şimdilerde sosyal medyada verdiği çıplak fotoğraflar ve toplundemde.

-‘Erkeklik sünnet olmakla olunuyorsa ben 3, 4 defa olurum’ diyor.

-Ve ekliyor ‘Bir fahişeye aşık oldum. Yeniden evlenmek kolay değil. Aldatılma korkum var. Yaptığım her şeyin bedelini ağır ödüyorum.’

■ Kendiyle alay eden, pek alışkın olmadığımız bir müzisyen tavrınız var!

Gençliğimde daha sert, keskindim. Birileri “Pişman olduğun şeyler var mı?” dediklerinde “Yok” diyordum. Şimdi “Pişman olmadan yaptığım ne var?” diye düşünüyorum.

■ Yani insan değişiyor...

Hep aynı kalan ve pozitif yönde gelişmeyene insan demek ne kadar doğru? Değişiyorsun tabii.

■ Ama sizin içinizden lafını sakınmayan, korkmayan bir Çelik çıktı!

İçimden geldiği gibi olmayı seviyorum, ama birinin fiziği, davranışı çok çirkin bile olsa “Ne kadar çirkinsin” deme dürüstlüğünden, patavatsızlığından bahsetmiyorum. Kabalaşmıyorum.

■ Bu tavır, aynı zamanda aşırı özgüvenle ilgili bir şey mi?

Tam özgüven diyemem, hüsn-ü niyet diyorum. Ahlak dışı bir şey yok yani...

■ Ahlak dışı deyince ve çıplak fotoğraflarınızı düşününce...

Ben ahlak dışı deyince ‘ilkesiz’ olmayı anlıyorum. Bir şey yapıyorum, ister beğenirsin, ister beğenmezsin. Ben kendimden sorumluyum.

■ Çırılçıplak çektirdiğiniz fotolar, attığınız videolar... Bu sanatınıza hizmet mi?

Öyle. Çünkü bu ülkede bir günde 50 tane insan ölüyor, ilk yapılan şey konserlerin iptal edilmesi! Bu kadar insanın ölmesinin sebebi sanat dünyası mı? Sanatçı olarak biz iyi, güzel şeyleri şarkılara ya da sanatımıza taşıyoruz ama ihale bize kalıyor.

■ Bir baskı var yani...

Evet, hatta faşist bir durum var. Buna dokunulduğunda, varlığımı korumak için yaptığım her hareket haktır.

■ İyi de o direnişte gördüğüm siz topun ağzında ve yalnızsınız!

Ben doğru bildiğimi yapar, ‘arkamda kim var’ diye de bakmam. Böyle bir beklentim hiç olmadı. Belki de bu yüzden yalnızım.

■ 90’larda daha iyi şartlardaydık da daha rahat bir Çelik vardı karşımızda?

1994’te ‘Hercai’ 16 hafta liste başı olmuş. O yıl, “Aydını Eşber Yağmurdereli, sanat güneşi Zeki Müren, Başbakanı da Fethullah Gülen’e kırmızı pasaport veren ülkede bir şey olmaz” demişim. 2016; tanklar gelmiş. Benim zekâm Kenan Doğulu’dan, Serdar Ortaç’tan, Tarkan’dan, Mustafa Sandal’dan aşağıda değil. Onların duruşuna da saygı duyuyorum ama onlar gibi değilim.


'TWITTER ABDESTSİZ BİR YER HERKES ORADA DÖKÜLÜYOR'

■ 90’larda seviliyordunuz sonra ne değişti?

Ben bir beslenme, dinlenme sürecine girdim. Dahası “Fethullah Gülen’e pasaport verilen ülke” laflarımdan sonra Ergenekon davasında, doğruları söylediğim için beni yok etmeye çalıştılar. Ergenekon’da Zekeriya Öz’e ifade vermek zorunda kaldım. İddialar inanılır gibi değildi. Dahası 2 yıl da tehditler yüzünden Bakü’de yaşamak zorunda kaldım. O arada ne üreteceksin?

■Deli misiniz yahu? Susup işinize baksaydınız!

Bu tercih meselesi. Şimdi yan masada biri bir kadına vursa, ben dayanamam o masaya koşarım! Başka türlü biri olamadım.

■ Sosyal medyayı hem eleştiriyorsunuz, hem de hep oradasınız?

Eleştirmiyorum, “Bunu niye böyle kullanıyoruz?” diyorum. Twitter abdestsiz bir yer! Önüne gelen orada dökülüyor. Amirine kızan oraya boşalıyor, karısıyla tartışan orada geçiriyor. Sanatçıya, siyasetçiye, sporcuya, mankene oradan ulaşıyor, giydiriyor. Bu alanı önemsiyorum ama bana pornografik geliyor.

■ Pornografik? Ne demek? Soyunan da sizsiniz...

İçi boş düşünceler, özü olmayan laflar demek. Doğruluk vaazı vermek ama doğru olmamak! Oraya “Şehitler ölmez vs.” yazıyor, sonra dönüp kendi eğlenceli hayatına bakıyor. Çektiğim video onu anlatıyordu işte. Tarık Akan’ın cenazesi çok kalabalıktı, ama Silivri’de Ergenekon kurbanlarına desteğe gittiğinde yalnızdı. Bayramda şeker, şehitlerde bayrak, dini günlerde Kâbe, resmi bayramlarda Atatürk resmini hesabımıza koyuyoruz. Ama gerçeğimiz bu değil.




■ Sizce neden ‘mış gibi’ yapıyoruz?

Güce tapıyoruz. Dongi dongi şarkısı üzerinden örnek vereyim... Dongi dongi, aşık olup annesine giden, yani şefkat ve merhameti anasında bulan, sakın babama söyleme diyerek erkek egemen baskıdan şikayetçi bir evladı anlatır. Bu evlat uyuşturucu, alkole bağlanmaz, ailesine gider! Dongi dongi sözü ile alay eden, benim binlerce senelik değerimle alay ediyor! MFÖ’nün yaptığı ‘Diday diday’ ya da Sezen Aksu’nun ‘Şinanay’ı ne? Niye onları yücelttik de benle alay ettik? Beyazıt Öztürk, Mesut Yar, Ali Atıf Bir gibi isimler bunu yapıyor. Eleştiriye tahammülüm var, ama bu aşağılama.

■ Herkes, her şarkınızı beğenmeli mi?

Tabii ki beğenilmeyebilir. Müzik konusunda doktora yapmış bir insan olarak ‘Dongi Dongi’yi neden avam bulup, ‘Diday Diday’ı neden yücelttiklerini Beyazıt, ya da Mesut Yar açıklayabilirse açıklasın! Anlıyorum niye yaptıklarını ama yakıştıramıyorum!

‘DİKKAT ÇEKMEK İÇİN SOYUNUYORUM’

■ Özeleştiri yapıyor musunuz?

Benim sözlerim ortada, çektiğim sıkıntı da ortada... ‘Popçu’ sözcüğünün bir sendrom olduğunu düşünüyorum. Bak, bir Doğu ilinde, bir baba karlar içinde çocuğunun cansız bedenini çuvalla taşımıştı. O babaya açıp “Allah rızası için ne yapabilirim?” bile diyemedim. Popçuyum çünkü, ne yaparsam reklam! Ben de o yüzden çıplak fotoğraflarla o meseleye dikkat çektim, kimse fotoğrafın yanındaki yazımı okumadı, ne yapabilirim?

■ Siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?

Ya da teklif geldi mi? Hayır, düşünmüyorum da siyasetten teklif gelmemesini de şaşırtıcı buluyorum.

■ Dikkat çekeceğiniz konu için soyunmaktan başka yol yok mu?

Başka türlü dikkat çekilmiyor ki! Anlatamıyorsun! ‘Köstebek’ kitabının yazarı rahmetli Necip Hablemitoğlu bugünleri haber verdi, kirsel. Yazınsal ya da işitsel değil.

■ Peki, sorunlar bu yolla çözülüyor mu?

Yoo... Linç kültürü hakim oldu toplumda...

■Türkçesi, siz soyunduğunuzla kalıyorsunuz!

Haklısın! Bu ülkede olup biten her şey beni çok etkiliyor. Bana sorarsan hepimizi çok etkiliyor da sanırım farkında olunmuyor.

■ Hep böyle anarşist, sisteme karşı bir yapınız var mıydı?

Ne bileyim Allah beni de böyle yaratmış! Lisede de böyleydim, üniversitede atılıyordum.


'SÜNNET OLMAK ERKEKLİKSE 3-4 DEFA DAHA OLURUM'

■ Dünya kadar ödül alıp, şarkılarınızın doruk yaptığı zamanlar ve şimdi daha az bilinirlik... Kırıcı mı?

Hayır, üzülüyorum sadece ama kendim için değil. İşlerin buraya geleceğini biliyordum. Yeni bir albüm yaptım, önüme bakacağım.

■ 2 evlilik yaptınız. Bir de oğlunuz var; onu nasıl yetiştiriyorsunuz?

Onu olabildiğince özgür yetiştiriyorum. Şartlara uymaması gerektiğini öğretiyorum. Bana ‘Matematikten zayıf alsam kızar mısın?’ diye soruyor, ‘Hayır’ diyorum. ‘Niye?’ diyor, ‘Sana verilen eğitime inanmıyorum’ diyorum.

■ Erkekler yönetiyor, ondan olabilir!

Dünyanın içine edenin tamamen erkekler olduğunu düşünüyorum! Erkeklik sünnetle, sakal bıyıkla olmuyor! Tamam seni yatırdılar masaya, kestiler filan erkek oldun, o sıfatı aldın, ama erkek gibi davranmıyorsun ki!

■ Yani her sünnet olan erkek, erkek değil mi? Kafam karıştı!

Valla eğer erkeklik sünnet olmakla oluyorsa, 3-4 defa daha sünnet olurum! O yüzden de sünnet çocuğu pozu vermekten imtina etmedim. Ama erkeklik yalnız oranı kestirmekle olmuyor.



■ Nedir erkek olmak o zaman?

O sözün sende bıraktığı değerleri uygulamaktır. İnsanlık değerlerini taşımak. Şu an sünnet olmuş, bıyık bırakmış kadınları ezen erkekler var. Benim bildiğim, içinde yetiştiğim kültürde bu yok... Anadolu merhamet, barış toprağıdır.

■ E biz o ‘maço’ adamı seviyoruz...

Eh ne diyebilirim ki ben buna! Kadınlar daha başlarına ne geleceğinin farkında değil. Şefkatsiz, merhametsiz bir hayata doğru gidiyoruz, kadın varlığı ortadan kalkacak. Bunu demedi demeyin!

■ Çıplaklığınızın sınırı ne? Yani çıplak kalıp, çıplak bir kadınla sarmaş dolaş olmanın ötesi var mı?

Ben bunu ahlaksızlık olarak görmüyorum ki! Bunun arkasına çok sağlam bir ilke koyuyorum. Asıl, ahlaksızlık, ilkesiz olmaktır.

'Erkeklerle çıplak poz vermem'

■ Diyelim ‘gay’lerle ilgili bir konuya dikkat çekecek olsanız; 2 erkek çıplak poz verir misiniz?

Amaç dikkat çekmek ya! Hayır, bunu bir kez yaptım, ikinci kez soyunmak o soruna dikkat çekmek olmaz. Tadı kaçar. Gay’ler için gay pozu, travestiler için travesti pozu vermiyorum ki ben!

■ Anneniz ya da kardeşleriniz? Bu erken öten horoz hallerinize ne diyor?

Annem, ‘ateist ve tarikatçı’ diyerek iftira attıklarında “Oğlum namaz kıldığımı söyle, ‘Biz böyle bir ailede büyüdük’ de” dediğinde yapamadım. Ailem üzüldü ama cuma namazına bir kamera ile gitmek bana göre değil.

'HİÇBİR KADIN BANA TAHAMMÜL EDEMİYOR'

■ Çok erken yaşta para, ün hepsi geldi. İzel-Çelik- Ercan niye dağıldı?

Hepimizin hataları vardı. Yaşın verdiği tecrübesizlik, kurumsal olmayan bir piyasa vardı. Doğru menajer olsaydı daha başka yerde olurduk.

■ Ercan’la bir araya geliyor musunuz?

Evet ve onun stratejik zekasına güveniyorum. Sağlam çocuktur. İzel de çok iyi kızdır ama bu ara bize biraz daha mesafeli.

■ 2’nci evliliğiniz, çocuğunuzun da annesi Buket Saygı ile. Niye yürümedi?

Buket’le evliyken, Zekeriyaköy’de doğa içinde muhteşem bir evimiz vardı. Sabahları ben kalkıp ülke, gündem bu sosyal olaylar vs. ilgileniyordum. Buket de ‘Ya bir kahvaltı yapsak, biraz konuşsak vs.’ derdi. Ve yüzde 100 o haklıydı. Ben bunu göremedim. Benim eksikliğim, benim kusurumdu.

■ Yeniden onunla evlenmeyi düşünür müsünüz?

(Kahkaha atıyor) Yok o kadar da haklı değildi!

■ Yaşlanınca yalnız kalacağınızı biliyorsunuz ama.

Biliyorum, düşününce korkmuyorum da üzülüyorum. Benimle evlenmek isteyen bir kız arkadaşım vardı, dayanamadı. Hayatımın sorumluluğunu yüklenemedi, gitti. Tahammül edilemeyen biriyim sanırım.

■ Misal?

Ya TV’de bilmem ne yarışmasında yarım metre bir şeyin üzerinden atlayan birine ‘tarih yazdı’ diyen, yani Fatih’in gemileri karadan yürütmesindeki başarıyı kendi basit düzeneği ile bir tutan akla tahammül edemiyorum. Hayatımdaki kadının bunu anlamasını bekliyorum ama olmuyor. Anlayan bir kız çıktı, o da fahişeymiş!

■ Anlamadım? Kız arkadaşınız fahişe miymiş?

Üniversite okuyan, para karşılığı iş adamlarıyla olan bir kızı sevdim. Ama anlamadım kızın o işi yaptığını.

■ Nasıl?

Ne bileyim ben, üzerinde ‘Fahişe’ diye yazmıyordu ki! Sözüne güvendim. Ama bir gün açık yüreklilikle fahişe olduğunu anlattı. Artık acıdı mı ne oldu bilemiyorum. Ve bitti.

■ Peki bir fahişeyle evlenmez misiniz? Yani madem bu kızı sevmişsiniz?

Çok zor! Yapamam! Bütün toplumun fahişe diye bildiği biriyle evlenmek, ilişki yürütmek kolay değil ki. O baskıyı nasıl kaldırabilirsin? Aşk benim için çok yüksek bir söz. Fedâkarlık varsa aşk vardır. Ben o kadar fedakar biri değilim.

■ Beni şaşırttınız!

(Kahkaha atıyoruz) Evet, bu kadar cesur şeyler söyleyen, yapan biri olarak... Dediğin şey büyük bir ütopya gibi geldi bana.

'YAPTIKLARIMIN BEDELİNİ AĞIR ÖDÜYORUM'

■ Başarısızlığa tahammülünüz var mı?

Yok! Ama kariyerimde başarısız oldum. Hedefime varamadım!

■ Kimse uyarmadı mı?

Menajerler uyardı, ‘Toplum senin dediğini anlamaz, harcar, işine bak’ diyorlar, hep dediler. Ben ısrarla, buna inanmak istemiyorum.

■ Hiç psikolojik destek aldınız mı?

Bunalıma girdim, ama psikolojik destek almadım. Bir kere psikoloğa gittim, ona da aşık oldum; tadı kaçtı! Çok güzel psikologtu.

■ Ailede böyle başka enteresan karakterler var mı?

En büyük erkek kardeşim, çok değişik bir kafa. Nasreddin Hoca gibidir. Biz anneye çekmişsiz. Annemin kafa da hafif çizik! 1950’lerde 18 yaşında judo filan yapan bir kadın! Babam ise sakin, merhametli bir Türk insanı.

■ Balıkçılarla sabah tekneyle çıkıp balık avlamayı severmişsiniz.

Evet, mesela pazar yerlerini gezer, yerlere saçılanları eve götürür, temizler ihtiyacı olan birilerine veririm. Emek verip, birine yardım etmeyi istiyorum.

■ Mutlu, huzurlu musunuz şu an peki?

Evet, çok mutlu ve huzurluyum. Allah’a çok şükür!

■ 17 Albüm! Dönüm noktası bir iş var mı?

18’incisi yolda, geliyor!

■ Hayatınıza bakınca ‘vayyy’ diyor musunuz? Z

amanında çok hızlı yaşadım, her şeyi denedik, yaptık. Çeşme’de konser sonrası bir kızla olup, aynı gece Bodrum’dan çağıran başka bir kızın yanına gidiyordum.

■ Övünülecek bir şey mi bu?

Hayır, övünmek için söylemedim. Bunların hata olduğunu bugün görüyorum. Kibri atıp tövbe etmen için, önce kibirlenmen gerek. Zamanında çok kibirlendim, şimdi tövbe etmeye çalışıyorum.

■ Bu kadar aşık olan, o şarkıları falan yazan adamın nasıl böyle ilişkileri olur?

Ömrümün yarısı öyle geçti. Ne yapayım, yalan mı söyleyeyim hoş görüneyim diye! Aşkı, anlayanı bulamıyorsun. Bulduğumda da evlendim. Ama sonra boşandım.

■ Şimdi birileri var mı? Bu sebeple kendinizi ‘bitik’ hissediyor musunuz?

En son 4 - 5 senelik bir ilişki yaşadım. Ondan sonra olmadı. Ha bitiklik mevzuna gelirsek, ben ölmeden bitmez o iş!

■ Bugün kadın erkek ilişkilerine nasıl bakıyorsunuz?

Çabuk tüketim! Yakında herkes birbiriyle 12 taksitle seks yapacak.

■ Bir erkek olarak en büyük korkunuz ne?

Zamanında bir kadından ötekine koşarken, âşık olan kadınları aldattığım ve önek bir eziyet!

■ Üzücü...

Yaptıklarımın bedelini çok ağır ödedim, hala da ödüyorum. Yalnızım, ilişki yaşayamıyorum, daha ağırı var mı?

Haberin Devamı