Giriş
Bayılırız efsanelere.
Derler ki:
- Hamiyet, Küçük Çiftlik Parkı’nda bir “Makber” okurdu, taa Bomonti’den duyulurdu.
Olabilir.
Tenha bir İstanbul’du o.
Arabalar az sayıdaydı. Trafik yoktu. Televizyon yayınları henüz başlamamıştı. Gece yarısı şehirde çıt çıkmazken, Hamiyet’in o gümbür gümbür sesi, Dolmabahçe’den Bomonti’ye belki duyulabilirdi. Duyulmasa bile bu abartı, Hamiyet’e yakışıyordu.
İşte...
Size bir efsane.
[[HAFTAYA]]
Bir okuyucum diyor ki:
Kendi jetimizi düşürmek de bir (abartı) efsane değil mi?
Mümkündür.
27 Mayıs’a çeyrek kala kıyma makinaları da bir efsaneydi.
Onunla kalsa iyi.
Ya sonra?
Menderes’i kaçırmak için Yenikapı’dan Yassıada’ya tünel açarken yakalanan çete de bir efsane değil miydi? Böyle bir tünel açmak, hangi teknolojiyle mümkün olabilirdi?
Bayılırız efsanelere.
Merhum Mahmut Kefeli’nin bilek gücünü anlatırlar.
Pangaltı yokuşunda birine bir yumruk atmış, adam yuvarlana yuvarlana Dolapdere’den ta Kasımpaşa’ya kadar gitmiş.
Eski F.Bahçe’de bir meşhur Bekir varmış. 4 tane manda’yı kaleye koydukları halde bir şut çekti mi 4 manda birden ağlara yapışırmış.
Tıpkı bunun gibi...
Prut Savaşı’nın kaç tane versiyonunu dinlediniz, bir hatırlayın. Katerina, bizim Baltacı’ya topladığı mücevherleri mi vermiş, yoksa kendi vücudunu mu? Efsanelerden efsane beğenin.
Şimdi de haberler ve dedikodular havada uçuşuyor.
- Bin kişilik bir liste varmış... Çoğu iş adamı... Hepsi tutuklanacakmış.
E seçim vakti geliyor.
Hayır.
Seçim meçim yokmuş.
Allahaşkına, bırakın bunları.
Siz şeye cevap verin.
26 Mart’ı 27’ye bağlayan gece, saatler 1 saat ileri alınıyor ya... Saatini ileri almayı unutanlar üniversiteye giriş sınavının birinci basamağı olan YGS’yi kaçırırlarsa ne olacak?
İşte hayat ve hakikat.
Ah, unutuyordum.
Bir konuşan kedi gördüm haberlerde...
Efsane kedi...
İki ayda İngilizce’yi öğrenmiş, iyi mi?
