Tamer Heper Bilirkişilik Anayasa Mahkemesi'nde
HABERİ PAYLAŞ

Bilirkişilik Anayasa Mahkemesi'nde

Haberin Devamı

6 Ocak 2018 günkü yazımda avukatlık ücretlerinde indirim yapıldığı ve avukatların bilirkişi olarak tayin edilemeyeceklerine dair konulara değinmiş ve hukukçuların hakim, savcı, avukat olabileceği gibi bilirkişi de olabileceklerini savunmuştum.

Bunu, işin içinden biri olarak örnekleri ile yansıtmıştım. “Hakim hukukçu değil mi, hukukçu bilirkişiye ne gerek var?” sözü, “Savcıya ne gerek var, duruşmalarda avukata ne gerek var?” kadar anlamsızdır diye eklemiştim. Şimdi elime bir mahkeme kararı geldi. İşin içinde olan ve durumun önemini bilen İstanbul’dan bir hakim bu konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürdü.

Anayasa Mahkemesi’ne başvurusunda, avukatların bilirkişi olamayacağına dair hükmün Anayasanın 2, 9, 10, 13, 36, 48, 49 ve 138’inci maddelerine aykırı olduğunu ileri sürdü. İşte işin içinde olan birinin davranışı budur.

TATBİKATA İHTİYAÇ VAR

Tam 48 senedir bilirkişilik yapmakta olan biri olarak şu soruyu sormakta hakkım vardır. Madem ki hukukçu bilirkişiye gerek yoktur, o halde İstanbul’un pek çok mahkemesi beni ve hukukçu arkadaşlarımı tam 48 senedir niye bilirkişi olarak atamaktadır?

Madem ki hukukçu bilirkişiye gerek yoktur, Anayasa Mahkemesi’ne başvuran bu hakim işin içinden biri olarak “Hukukçu bilirkişiye gerek yoktur” fikrini nasıl oluyor da benimsemiyor?

Bu görüşe karşı olan pek çok hakimle görüşümüz birleşmiş durumdadır ve sağlıklı raporlar için bilirkişi heyetinde bir hukukçu olmasının elzem olduğu, tatbikatta açık olarak görülmektedir.

Hukukçu bilirkişi olmayan heyetlerden nasıl hukuki hatalar yapılarak raporlar verildiğini 6 Ocak günkü yazımda örnekleri ile vermiştim, bu nedenle burada tekrar atmak istemiyorum.

Adaletin gecikmeden ve sağlıklı olarak yerine getirilmesi için Anayasa Mahkemesi’nin bu noktada olumlu karar vereceği kanaatindeyim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder