Gündem 'Ben böyle bir şey gömmedim'

'Ben böyle bir şey gömmedim'

Paylaş
'Ben böyle bir şey gömmedim'

İkinci “Ergenekon” davasının tutuklu sanığı eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, Gölbaşı'nda bulunan mühimmat konusunda “Ben böyle bir şey gömmedim” dedi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, savcılık ifadesinin okunmasına devam edilen Şahin, bazı telefon görüşmelerinde geçen Kıbrıs konusuna açıklık getirdi.

Şahin, oğlunun şehirlerin altyapısına ilişkin çalıştığını ve Kıbrıs'taki belediye başkanıyla da ticari ilişkiler nedeniyle görüştüğünü ancak yapılan ihaleyi alamadıklarını anlattı.


“Babasını çok seviyorum da oğluyla tanışmadım. Oğluna çok selam söyle” şeklindeki konuşmada geçen babanın Rauf Denktaş, oğlunun ise Serdar Denktaş olduğunu belirten Şahin, bu kişileri sevdiğini ancak tanışmadığını ileri sürdü.

Kıbrıs ile ilgili ihale konusunun bu dosyada olmasına tepki gösteren Şahin, “Ben çeteci miyim? PKK'cıysam ne işi var oğlumun ticari ilişkilerinin burada? Bu ihaleye giremedik, olmadı. Ben sadece oğlumu yönlendirdim.


'Alabiliyorsan bu ihaleyi al' dedim. Oğlum belediye başkanıyla görüştü, 'Olmuyor

baba alamıyoruz' dedi. Neden bunlar? Ben vatan haini miyim? Bir kuruş almadık bu ihaleden. Neden biz para kazanamaz mıyız? Ölelim mi?” diye bağırdı.


Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de, “Eziyeti kendine yapıyorsun. Bağırarak neyi çözeceksin?” deyince Şahin, “Bunların benimle alakası yok” dedi. Şengün ise “Var ki dosyaya koymuşlar” diye cevap verdi.


Şengün'ün, telefon konuşmaları ve mesajlara ilişkin savcılık ifadesindeki soruları ve verdiği cevapları hatırlattığı Şahin, “Korkut Eken hocam. Böyle ucuz işlere girecek adam değil. Niye gitsin Kayseri'de rüşvet alsın. Anlamadım” diye konuştu.

KAZADAN SONRA RUHSATLARI UNUTULDU

Kadıköy'deki evinde yapılan aramada ele geçirilen silahlarla ilgili de Şahin, kaza geçirdikten sonraki 4-5 yılının kendisi için ölü bir dönem olduğunu, silahların ruhsatlarını yenilemek için Emniyet Genel Müdürlüğüne müracaat ettiğini ancak yenilenmediğini anlattı.

Silahların ruhsatlarının 2000 yılından sonra yenilenmeden kaldığını ifade eden Şahin, 7-8 tane silahı olduğunu söyledi.

Başkan Şengün'ün “2'si ruhsatsız, 6'sı ruhsatlı 8 silahın var” sözleri üzerine Şahin, ruhsatların sonradan verildiğini, bir silahın ise 20 yıldan beri kendisinde olduğunu, hangi aşiret reisinin verdiğini hatırlamadığını, bu silahını unuttuğunu bildirdi.

Hayatını dağlarda geçiren biri olduğu için kendisinde bıçak olmasının doğal olduğunu ifade eden Şahin, Ankara'daki evinde bulunan Glock marka silahın da ruhsatsız olduğunu söyledi.

İfadesinde sorulan “Gölbaşı'ndaki mühimmatı kimin gömdüğünü açıklayınız” sorusuna “Silahları kabul etmiyorum” diyen Şahin, “Ben böyle bir şey gömmedim. Böyle bir suikast (Alevi ve Ermeni cemaati liderlerine yönelik) belgesi yok. Zaten parmak izlerim de yok” şeklinde konuştu.

“BEN MAFYA BABASI MIYIM?”

Veli Küçük ile telefonda görüşmediğini, Küçük ile cezaevinde tanıştığını ileri süren Şahin, Muzaffer Tekin ile de Danıştay saldırısından sonra bir kere, intihar girişiminden sonra görüştüğünü, daha sonra da ilişki kurmadığını savundu.

Şengün'ün, Şubat 2009 tarihinde beylik tabancasıyla arabasında intihar eden Özel Harekat Dairesi Başkanı Behçet Oktay ile telefon görüşmelerini sorduğu Şahin, “Benim adımı kullanarak tahsilat yapmışlar. Ben de adımın kullanılmasına engel olması için rahmetliyi aradım. Beni 10 yıl karaladılar. Mafya dediler. Ben mafya babası mıyım? Bir insan çıkıp söylemiş mi, bu adam bir kuruşumu aldı diye? Susurluk mahkemesi yüzünden özel tim polislerini bu hale getirdiler. Herkes ahkam kesti, Susurluk kralı oldu” şeklinde konuştu.

Şahin'in 107 sayfadan oluşan savcılık ifadesinin okunmasının ardından nöbetçi hakimlikte alınan ifadesinin okunmasına geçildi.

(A.A.)

2