“Beka” meselesi...

Anayasa değişikliği referandumunda, en çok kullanılan sözcüklerden biri, "beka" idi. İktidar sözcüleri, "Devletin bekası için evet oyu verilmesi gerekir" dediler.

Bu sözcük, son dönemde çok kullanılıyor. Dış ilişkilerde gerilim mi çıktı... “Beka” gündeme geliyor; “Kürt sorunu” ya da “terörle mücadele”, yine ülkenin “beka”sına bağlanıveriyor.

“Beka”nın sözcük anlamına baktım: "Kalıcılık, ölmezlik, ölümsüzlük" şeklinde bir tanımla karşılaştım. Yani: “Beka” vurgusu yapanlara göre; eğer sonuçlar "hayır" yönünde çıksaydı, memleketimiz elden gidebilecek, devletimiz “ölüm” tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecekti.

Benzer şekilde, PYD meselesi de böyle bir dar çerçeve içinde ele alınıyor. Her meseleyi bekaya bağladığınızda, siyaset kırılganlaşıyor. Ülkemize yönelik tehlike büyüyor.

Siyaset etme tarzı

Formül karmaşık değil: Toplumu bir konuya ikna etmek mi istiyor, ya da baskıcı bir sistemi kalıcılaştırmak mı istiyorsunuz; getirirsiniz "beka" sorununu, itirazları susturursunuz.

OHAL, iktidara göre, devletin bekası için zorunlu bir yaptırımdır. “Beka” uğruna kitle tutuklamaları yapılabilir, gazeteciler baskı altına alınabilir. Sonuçta, varlık-yokluktur söz konusu olan.

Ülkenin bekası adına idamı da gerekli görebilirsiniz. Kurucusu olduğumuz Avrupa Konseyi, idam cezası olan ülkeleri üye olarak kabul etmiyor, idamı geri getireni üyelikten çıkarıyor. Buna rağmen "İdamı geri getireceğiz" diye meydanlarda sözler veriliyor, sloganlar atılıyor.

AB perspektifinin, dolayısıyla da ekonomik ve siyasi istikrarın bu şekilde kalıcı olamayacağı açık. Ancak “beka” dendi mi, akan sular duruyor.

Ortadoğu

Ortadoğu'daki ilişkiler parlak değil. Suriye'de, PYD; Türkiye'nin ısrarlarına rağmen ABD ve Rusya'nın desteğiyle, bölgenin en etkili silahlı güçlerinden birine dönüşüyor. Ankara'nın hareket kabiliyeti daralıyor...

İşte böyle bir ortamda sistem değişikliğine gidiliyor. Toplumun yarıya yakını, "beka sorunu" söylemiyle sunulan anayasa değişikliği projesini benimsemiyor, hatta büyük bir kesim bu projeyi tehlikeli bir macera olarak görüyor.

Türkiye önemli bir ülke. Kendi iç dinamikleriyle, değişik sıkıntılara rağmen, çok partili rejimiyle, varlığını sürdürebilecek bir ülke. Bu ülkenin beka değil özgürlük, demokrasi sorunu var. Otoriterleşmeye eğilim gösteren bir zihniyet sorunu var.

Bütün mesele; toplumun talep ve umutlarının doğru anlaşılıp doğru okunması. Bunu yapamayanlar, bugün olmazsa yarın kaybeder, yani kendileri beka sorunu yaşarlar.