Vücut olumlama hareketi ortaya çıktığından bu yana, bu yaklaşımın obezliği normalleştirdiğini söyleyen bir grup aktivist de var. Her ne kadar bunun aksi onlarca kadın tarafından ispatlanmış olsa da duruma bir daha göz atalım The Odyssey dergisi için yazdığı yazıda Vianka Cotton, obezite ve vücut olumlama arasında kurulan bağlantıyı kendine göre açıkladı. Önce haraketin bizlere Ashley Graham gibi, genç kadınlara iyi örnek olan figürler verdiğinden bahsetti fakat sonra 'hareketsiz bir yaşam tarzında' teşvik ettiğini öne sürerek eleştirdi: Obeziteyi normalleştirmek bir sorundur! Bu hareketin savunucuları inkara mı kapılmışlar? İnsanların görüşlerine aşırı odaklanmışlar mı? Genç kadınlara ve kızlara gönderdiğimiz mesaj radikaldir. Zayıf olmak yapılan baskı yerini obez olmak iyi etkisine bırakmıştır. İkisi de doğru değil. Sağlıklı olan ne zaman seksi olabilecek, sağlığı ne zaman normalleştireceğiz? Öte yandan bu ve bunun gibi birçok hareket aslında sağlığı normalleştiriyor! Öyle ki siz de sonra zamanlarda Instagram hesabınızda onlarca sağlıklı meyve suyu, yemek tarifi görmüyor musunuz? Ayrıca ünlüleri bile daha çok spor merkezlerinde görmeye alıştık. Pinterest, Instagram ya da diğer tüm sosyal medya mecraları giderek sağlıkla dolmaya başladı. Yani aslında sağlıklı olmak, biz zayıf olmayı güzel olmakla eşleştirdiğimizden beri seksi olmaya eşdeğer kabul ediliyor. Özgüven kazandırma, kendi vücudunda mutlu olma ve vücut olumlamanın obezite ile aynı kefeye konması işte tam da bu yüzden absürd bulunuyor. Ünlü model ve anne Tess Holliday, bir keresinde 'sağlık ve kendini sevme' arasında bir ayrım yaptığını söylemişti. Bu 'vücut olumlama hareketini tam olarak karşılayan bir bakış açısı değil. Cotton dergisi şöyle açıklıyor; Öz-sevgi zaten sağlıkla doğrudan ilişkili değil midir? Özgüven ve obezite arasındaki çizgi nerede tam olarak? Bu noktada medyanın oynadığı rol çok büyük çünkü, obezite bir salgın olmanın yanında bir hastalıktır da. İnsanın kendini sevmesi ve sağlık arasında, özgüven ve obezite arasında olmadığı gibi herhangi bir ilişki olmasına gerek yok. Kendinizi sevmek demek, spor yapmaktan kaçmak, fast food yemek ve hareketsiz, hantal bir yaşam sürmek anlamına gelemez. Vücudunuzda ilgili özgüven sahibi olmak, kendinize seçim yapma fırsatı vermektir. Yani ister yersiniz, ister yemezsiniz. İster spor yapar, ister yan gelir yatarsınız. Öz-sevgi ve fiziksel özgüven kadınların vücutlarına istedikleri gibi davranma özgürlüğü olduğunu savunan bir harekettir. Her ne kadar kilo ve sağlık arasında direkt olarak bir bağ olmasa da fazla kilosu olan kişilerin kalp damar sağlığı, kolesterol, tansiyon vb. gibi sorunlarla daha sık karşılaştığı aşikar. Bunlar gibi diyabet de birçok kişiyi kilo ayırt etmeden etkileyen bir hastalık. Sonuç olarak vücut olumlamayı birkaç kelimelik bir kalıba sokmaktansa, kadınların vücutlarıyla ilgili verdiği kararlara saygı duyması olarak anlamak doğru yaklaşım! (Kaynak: Onedio)