Yaşam 'Baz istasyonu TV kadar masum' iddiası!

'Baz istasyonu TV kadar masum' iddiası!

Paylaş
'Baz istasyonu TV kadar masum' iddiası!

İnanılmaz iddia: 'Birçok insan, baz istasyonlarıyla ilgili olumsuz algıya sahip. Oysaki birçok sağlık kuruluşunun baz istasyonlarının insan sağlığına etkilerine yönelik yürüttüğü araştırmalar, baz istasyonlarından yayılan elektromanyetik ışınların çok düşük güçte olduklarını kanıtlıyor'

GSM Association (GSMA) Araştırma ve Sürdürülebilirlik Direktörü Dr. Jack Rowley, birçok insanın, baz istasyonlarının biyolojik etkilere sebep olabileceğine ilişkin olumsuz algıya sahip olduğunu belirterek "Oysaki, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) başta olmak üzere Avrupa’daki bir çok sağlık kuruluşu, baz istasyonlarının insan sağlığına etkilerine yönelik pek çok bilimsel araştırma yürütüyor.

Bu araştırmaların sonunda hepsinin vardıkları nokta; baz istasyonlarından yayılan elektromanyetik ışınların çok düşük güçte oldukları" dedi. Baz istasyonu sinyallerinin radyo ve TV vericileri ile aynı olduğunu ifade eden Dr Rowley, "Televizyonları 50, radyoları ise 100 yılı aşkın süredir kullanıyoruz. Bu da, radyo ve TV vericilerine benzer olan baz istasyonlarından korkmamamız için bir neden daha sunuyor" diye konuştu.

Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı’na katılmak için Türkiye’ye gelen Dr. Rowley, Uluslararası İyonize Olmayan Işımadan Korunma Komisyonu’nu n (ICNIRP) tüm Avrupa ülkelerine tavsiye ettiği elektromanyetik alan maruziyet sınır değerinin 40Volt/metre olduğuna, Türkiye’de ise bu değerin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından 10 Volt/metre olarak uygulandığına dikkati çekti.

Türkiye’nin daha korumacı olmak adına sınır değerleri düşürdüğünü ve bu şekilde uyguladığını belirten Rowley, DSÖ tarafından tavsiye edilen sınır değeri aşağı çekmeye gerek olmadığını, çünkü tavsiye edilen 40 Volt/metrenin insanları olası sağlık risklerinden koruyabilen bir değer olduğunu söyledi.

'ÇOK DÜŞÜK GÜÇTELER'

Birçok insanın, baz istasyonlarının biyolojik etkilere sebep olabileceğine ilişkin olumsuz algıya sahip olduğuna işaret eden Dr. Rowley, şunları kaydetti:

"DSÖ başta olmak üzere Avrupa’daki sağlık kuruluşları bu konuda pek çok bilimsel araştırma yürütüyorlar ve bu araştırmaların sonunda hepsinin vardıkları nokta, baz istasyonlarından yayılan elektromanyetik ışınların çok düşük güçte oldukları. Dolayısıyla insanların baz istasyonlarının sağlık riski taşıdığına ilişkin düşüncelere kapılmalarına gerek yok. Baz istasyonlarının insan sağlığı için risk oluşturduğunu gösteren bilimsel kanıtlar da mevcut değil. Baz istasyonlarından yayılan elektromanyetik ışınlar, radyo, TV vericileri, Wi-Fi erişim noktaları ya da evlerde kullanılan kablosuz telefonlardan yayılan ışınlarla benzerlik gösteriyor. Baz istasyonu sinyalleri de radyo ve TV vericileri ile aynı. Televizyonları 50, radyoların ise 100 yılı aşkın süredir kullanıyoruz. Radyo ve TV vericilerine yakın yerlerde oturan insanların elektromanyetik alan maruziyeti hakkında yapılan çalışmalarda da elektromanyetik alanların insan sağlığı için hiçbir risk oluşturmadığı sonucuna ulaşıldı. Bu da, radyo ve TV vericileri ile benzer olan baz istasyonlarından korkmamamız için bir neden daha sunuyor."

'Wİ-Fİ MODEMLER GİBİ'

Dr. Rowley, baz istasyonlarının çevreyle uyumlu, görselliği bozmadan iletişim hizmeti sunmak amacıyla zaman zaman bir ağaç, reklam panosu ya da çatılardaki güneş panelleri gibi şeklinde kamufle edilebildiğinin anlattı. Benzer uygulamaların yurtdışında özellikle İngiltere’de yoğun şekilde görüldüğünü ifade eden Rowley, İngiltere’de kiliselere kurulan baz istasyonların bir çoğunun bu şekilde olduğunu söyledi.

Dr. Rowley, bu durumun baz istasyonlarından yayılan elektromanyetik ışın gücünü değiştirmeyeceğini kaydetti.

"Mobil iletişim istiyorsak baz istasyonlarının gerekliliğini kabul etmeliyiz" diyen Dr. Rowley, baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılamayacağını bunun teknik açıdan mümkün olmadığını dile getirdi. Rowley, kaliteli mobil iletişim hizmeti alabilmek için cep telefonlarının baz istasyonlarına yakın olması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’de son zamanlarda gündeme gelen femtocelllerle ilgili de açıklama yapan Dr. Rowley, femtocell cihazlarının insanlara ciddi avantajlar sağladığını belirterek, ses yanında datanın da çok önemli bir yer aldığı mobil iletişimde hem kapasite hem de kapsama açısından femtocell cihazlarının büyük fayda sağlayacağını ifade etti. Dr. Rowley, femtocell cihazlarının fiziksel olarak evlerde kullanılan wi-fi modemler gibi olduğunu vurguladı.

GSMA NEDİR?

Mobil operatörler ve telekomla ilgili firmalardan oluşan GSM Association, 1995?te küresel mobil operatör standartlarını geliştirmek amacıyla kuruldu. 236 ülkeden 1.140 operatör ve 1.153 MVNO (alt operatör) başta olmak üzere mobil ağ ve gruplara dair operasyonel ve finansal verileri sunan bir bilgi/veri merkezi olan GSMA, her yıl düzenlediği Dünya Mobil Kongresi (Mobile World Congress) ile dünya genelinde en çok konuşulan sektörel etkinliklerden birini yapıyor. Bu uluslararası konferansta tanıtılan ürünlerin yanı sıra bilgiler de paylaşılıyor.

AA

2

Haberin Devamı