Tamer Heper Başta yanlış yapmamalı
HABERİ PAYLAŞ

Başta yanlış yapmamalı

Haberin Devamı

Kayınpederimin altı çocuğu varken o kalktı birine vekalet verip bir müteahhitle anlaşma yapmasını sağladı. Bu anlaşmaya göre müteahhit 20 daire verecekken 12 dairenin kat irtifak tapusunu verdi. Sonra mali krize girdi inşaatı yarım bıraktı. Şimdi elimizde 12 adet kat irtifak tapusu var ama ortada kat yok. Bu arada kayınpeder vefat etti. Müteahhit de hissesini eşine devretmiş, bu durumda ne yapacağız bilemiyoruz? A.İ.

Önce verilen vekaletname konusuna açıklık getirelim. Kayınpederin evlatlardan birine vekalet vermesi ona birtakım avantajlar tanıması anlamına gelmez. Vekaleten yapılan sözleşme, asil adına yani vekaleti veren adına yapılmış olur. Bu halde sözleşmeyi yapan kayınpederdir. Burada bir terslik yok. Kat irtifak tapularını almış olmak da iyi bir gelişme.

[[HAFTAYA]]

Ancak işin aksayan yönü sözleşme yapılırken müteahhide arsadan hisse verilmiş olması. Müteahhit de hissesini birine devretmiş, şimdi gel geri al. Tamamen imkan harici mi? Hayır, sözleşme şartlarına uymadığı için geri almak mümkün, ancak bunun için mahkeme kararı lazım. Peki mahkeme kararı öyle kolay bir iş mi? İşte burada kocaman bir hayır. Mahkeme kararı uzun ve yorucu bir iş. Önce yaptığı muvazalı satış iptal olunacak, arkadan sözleşmesi fesholunacak. O da “her ne kadar inşaatı tamamlamadım ise de bir miktar işçilik, malzeme masrafı yaptım ben de bunu isterim” diyecek. Bilirkişiler, temyizler falan derken bilin ki yıllarınız geçecek. Onun için defalarca yazdım, yapılacak sözleşmeye bir meslektaşım katılmalı ve arsadan hisse vermeden, yapılan işle orantılı olarak müteahhide teker teker daire tapusu verilmeli. Sözleşme bu yolla yapılsaydı şimdiki problemi yaşamazdınız.

Siz kiracı değilsiniz

Babam kendi hatası yüzünden arkadaşı tarafından dolandırılarak 30 yıllık konutumuzu arkadaşının üzerine geçirdi. O da kalkmış bu konutu bir başkasına satmış. Şimdi oturduğumuz ev durduk yerde bir başkasının oldu. Annem-babam dava açtı ama kaybettiler. Şu an dosya Yargıtay’da. Döndüğünde bizim evden çıkmamız gerekir mi? Tahliye davası açmaları gerekmez mi? G.U.

Doğrusu anlatılanlara insanın inanası gelmiyor. Bir kimse nasıl olur da dolandırılarak evi altından alınır? Olay açıkça anlatılmamış ama hiçbir kuruş yararlanma yokken bir daire nasıl ve neye göre devredilir? Bilemiyorum. Ancak olmuş işte, hem de öyle bir olmuş ki dava açılmış ve kaybedilmiş. O zaman bu devir işi dört başı mamur hukuka uygun yapılmış. Diyecek başka söz bulamıyorum. Şimdi gelelim evin tahliyesine. Elbette yeni malikler şayet okuyucumun evi terk etmesini isteyecekler ise dava açacaklar. Ancak bu dava klasik kiracıların tahliyesi davası değil. Zira okuyucum ile yeni malik arasında kira ilişkisi yok. Dolayısı ile sık sık sözünü ettiğimiz ‘ihtiyacım var çık’, ‘oğlum gelecek çık’ şeklindeki davalardan değil. Onlar kiracı kiralayan ilişkisi içindeki davalar. Bu ise kiracılık ilişkisi dışında, fuzuli işgalden doğan bir tahliye nedeni. Yani dava açacak olan malik ihtiyacını ispat zorunda değil. Dolayısı ile içinde oturanın davada riski büyük, belki bir ihtimal size, yapılacak bir kira sözleşmesi karşılığı oturma imkanı tanınır, bu teklifi yabana atmayın, çünkü çaresiz kalmışsınız.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder