Başkalarının çocukları

Bazı konular var ki, insanın eli bir türlü gitmiyor yazmaya. Yazdıkça üzülüyor, üzüldükçe öfkeleniyor ve öfkelendikçe çaresizleşiyorsunuz çünkü. Ama hiç yazmamak, ‘yok’muş gibi davranmak daha da eksiltiyor bizi.

Çocukların bayramını kutladığımız şu günlerde, sadece ‘güzel’ şeyler yazmak da mümkündü elbette. Ama Urfalı Mustafa ’nın intihar haberi ‘Beni de yaz’ dedi. Kekeme olduğu için okulda sürekli alay konusu olan 15 yaşındaki Mustafa’nın arkadaşlarının gözlerinin önünde sınıf penceresinden atlayarak hayatına son vermesi yüreğimizi, kelimelerimizi burktu. Hiç kimse mi dokunamamıştı Mustafa’nın hayatına? Bu kadar mı yalnız bırakılmıştı? ‘Bu dünyada cehennemi yaşadım’ yazılı intihar notunu bileğine yapıştırana kadar neler yaşamıştı kendi dünyasında?

Mustafa’nın haberinin geldiği yerden kilometrelerce ötede bir baba yürüyor şimdi Kızılay’daki Meclis binasına. O da 6 yaşındaki oğlunu kaybetti 11 ay önce. Anaokulundaki lavabonun üzerine düşmesi sonucu hayatını kaybeden Efe Boz’un babasının isyanı ‘Başka Efeler ölmesin!’ diye. Okul idaresi, önlem almak, özür dilemek yerine Efe’yi ‘yaramaz’lıkla, aileyi de tazminat peşinde olmakla suçlayıp paçayı sıyırma peşinde. Milli Eğitim ise olayı görmezden gelmekte.

Bunlar gibi nice hikaye var ülkemizde. ‘Başkalarının çocukları’nın hikayeleriÖ Esas sınavımız da bu noktada başlıyor aslında. ‘Başkalarının çocukları’nı da düşünmeye, başka ailelerin acılarını anlamaya başladığımızda ‘insanlığımız’ı yaşıyoruz esasında.

İşte o vakit daha anlamlı oluyor tüm bayramlar gibi ‘Çocukların bayramı’ da...

Aynı mutluluğu aynı anda yaşatabilmek

Başkalarının çocuklarını da düşünmenin, onların hayatlarına da dokunabilmenin önemine değinmişken, 23 Nisan’da ülkenin dört bir yanındaki çocuklara ulaşmayı hedefleyen bir şenliğe de değinelim. Ülker Çocuk Sinema Şenliği, 55 ili kapsaması nedeniyle Türkiye’nin en yaygın çocuk şenlikleri arasında yer alıyor ve bu yıl dördüncü kez düzenleniyor.

24 Nisan Pazar günü Türkiye’nin 55 ilindeki 157 sinema salonunda ‘Alpha ve Omega’ adlı çocuk filmi ücretsiz olarak gösterime sunuluyor ve yüzbinlerce çocukla buluşma hedefleniyor. Geçtiğimiz üç yılda 400 bine yakın çocuğu sinema ile buluşturan ve sinema çıkışında her birine Ülker ürünleri hediye eden kurum, şenliğin ana fikrinin Türkiye’nin dört bir yanındaki çocuklara aynı mutluluğu aynı anda yaşatmak olduğunu belirtiyor.

Bu şenlik sayesinde Anadolu’daki ve büyük kentlerin ücra köşelerindeki birçok çocuğun ilk kez sinemaya gitme şansı yakaladıkları düşünülürse, bu durumda olan daha fazla çocuğun bu imkandan yararlanmasına fırsat vermek için normalde bu imkanı olanların diğerlerine öncelik vermesi de güzel bir jest olur kanımca.

Türkiye’nin en önemli meselesi yarışması

İster dernek olsun, ister oda, vakıf ya da daire başkanlığı, pek çoğunun duruşu ‘Türkiye’nin en önemli sorunuyla uğraşıyoruz’ havasında. Böyle olmasa ‘Gerekli tedbirleri almadığımız takdirde, internet, ileride neslimizi ve ülkemizi büyük tehlikelerle karşı karşıya bırakan bir tehdit haline gelecektir’ diye bir açıklama yapar mı İnternet Daire Başkanlığı?

Ya da Yeşilay Başkanı, sigaradan yola çıkarak ‘Biz bağımlılığa sadece sigara olarak bakmıyoruz. Sigaranın yanında alkol, kumar, uyuşturucu, teknoloji bağımlılığı var. Sigara bağımlılığı uyuşturucuya, kumar bağımlılığı da alkol, sigara ve uyuşturucu bağımlılığına sebep oluyor. Türkiye’de oynanan sanal kumardan yılda 5 milyar dolar kumar tacirlerine gidiyor’ der mi? Bir durun Allah aşkına! Nasıl ki ‘trafik canavarı’ yaratmakla trafik kazaları önlenemediyse, interneti de canavarlaştırarak interneti doğru kullanmayı öğretemezsiniz. ‘İnternet yüzünden neslimiz tehlike altında’ kafasıyla giderseniz, ciddiye alınmak şöyle dursun, ancak komik duruma düşersiniz.

Yeşilaycılara gelince, ‘sigara ve alkolle savaşmak’ ise amaç, bunlar zaten yeterince önemli ve mesai alan meseleler. Buralara odaklanıp yol kat etmek varken, kumara da teknoloji bağımlılığına da bulaşmak niye? Bırakın o konularla o konuların uzmanları uğraşsın. Yok eğer amacınız ‘Sigara tüm kötülüklerin anasıdır’ı vurgulamak ve Türkiye’nin en önemli sorunlarıyla uğraştığınızı göstermekse, bilin ki bu alanda rekabet kıyasıya!

Bizde herkesin uğraştığı mesele ‘Türkiye’nin en önemli meselesi’ ya...

Korsanların konseri geliyor

Bir filmin tüm dünyayla aynı anda ülkemizde de gösterilmeye başlamasına, önemli etkinlik ve konserlerin ülkemize de geliyor olmasına son yıllarda alışmaya başladık ama ‘Amerika’dan önce Türkiye’de’ duyurusu hepimiz için bir ilk galiba.

Walt Disney’in gişe rekortmeni filmi ‘Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti’ Konseri 30 Nisan’da Haliç Kongre Merkezi’nde, filmin gösterimi eşliğinde verilecekmiş. Disney Live in Concert deneyimi, senfoni orkestrası tarafından, dünyaca ünlü müzisyenlerin performanslarıyla izleyicilerle buluşacakmış.

Bu farklı deneyimi ve ilk olmanın ayrıcalığını yaşamak isteyenler tek günlük bu gösterinin biletlerini Biletix’ten temin edebilirler.

Bu yazı 24 Nisan 2011 tarihli Pazar Postası'dan alınmıştır