Giriş
Dikkat ettiyseniz... Siyasetin kırılma noktaları, hep yenilik rüzgârlarıyla oluşmuştur.
Demirel, yeniydi... 1965
Özal, siyasette yeni sayılırdı... 1983
Tayyip Erdoğan, yeni değil idiyse bile tazeydi... 2002
Takır takır seçim kazandılar.
Eh, şimdi Kemal Kılıçdaroğlu da yeni... Vitrini de yeni... Bence üslubu da yeni...
Mazeret tanımam.
Eğer bu seçimde başarılı olamazsa, bir sonraki seçimde eskimiş olacaktır.
[[HAFTAYA]]
***
Melih Gökçek’ten bir haber sızdı. Kocaeli’nde bir sohbette Kılıçdaroğlu demiş ki:
- AKP’nin avantajı, iyi çalışan Belediyelerdir.
Ve eklemiş: Bakın Kocaeli’ne, bakın Ankara’ya.
Gerçi tekzip ettiler, “böyle bir konuşma olmadı” dediler...
- Keşke olsaydı.
İstanbul dahil, birçok Belediye başarılı değil mi? Bunu itiraf etmekte ne var? Elindeki bütün Belediyeleri 1994’te kaybeden sosyal demokratlar nerede hata yaptık diye şimdi bir arayışa geçtilerse fena mı?
***
Belediyeler mühimdir.
Örgütlenmeyi bilenler için büyük nimettir. Hele bir de iyi hizmet veriyorlarsa, genel seçimlerin de ateşleyicisi olurlar. Siz devletle yarışıyorum diye sızlanır durursunuz. İstediğiniz kadar sızlanın. İşte, 12 Haziran yaklaşırken, AK Partili Belediyeler, bütün alet edavat ve makinalarıyla yine sahaya indiler.
Ne bu? Avantaj.
Oturup dövüneceğinize, hakikatı kabul edip bu işe sıfırdan tekrar başlayın... CHP’li Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy Belediyelerinin başarı sebeplerini inceleyin. Sarıgül’ün Şişli Modeli’ne iyice bir bakın. Sonra da sizin Dr. Sözen’den kalan Park Otel Sefaleti’ni bir düşünün.
***
Diyorum ki... Madem Kılıçdaroğlu yeni’dir, taze bir başlangıç yapsın. İzmir bizimdir demek yetmez. Antalya’yla yetinilmez. Çankaya ilçesi ölçü sayılmaz... Siyaset yapıyoruz hey... Kars’taki heykel’in akıbetine yanıp tutuşmak yerine, Belediye Seçimi’ni Kars’ta niye kaybettik diye kafa yormak lazım... Kafa, kafa..
