Selin Çakar 'Aşk Uykusu' sizi yattığınız uykudan uyandırmak için geliyor
HABERİ PAYLAŞ

'Aşk Uykusu' sizi yattığınız uykudan uyandırmak için geliyor

Haberin Devamı

Yirmi gündür yaşadığım hengameyi ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Taşınmak bir yana aynı zamanda başka bir şehirdeyim şu anda. Yani sıfırdan bir düzen kurmakla boğuşuyorum. Ev topla, başka bir şehre gel, ev bul, eşya yerleştir derken televizyondan oldukça uzaklaştım. İzleyeceğim onlarca bölüm dizi birikti. Televizyona kavuşalı ise sadece iki gün oldu. Şimdi ise internetim bağlansın diye beklemedeyim. Gelin görün ki köşemi çok özledim ve son on günde birkaç kez gelen sorular üzerine yeniden karşınızdayım ama öncelikle bahsetmek istediğim şey yakın zamanda gösterime girecek olan bir sinema filmi.

‘Aşk Uykusu’na gün sayıyoruz


Aşk Uykusu sizi yattığınız uykudan uyandırmak için geliyor

Namı diğer Aşk Doktoru, Mehmet Coşkundeniz’in aynı isimli romanından uyarlanan ‘Aşk Uykusu’nun afişi geçtiğimiz günlerde yayınlandı ve görür görmez içimde bir heyecan büyüdü. Romanı okurken gözümün önünde sahneler dönüp durmuştu. Bence de mutlaka filmi çekilmeliydi. Senaryoyu okuduğumda ise bende bıraktığı tek izlenim gerçekten iyi bir aşk filmi olacağıydı. Tüm bu süreçlerin yakın bir şahidi olarak ‘Aşk Uykusu’nun gösterime gireceği 17 Mart’ı sabırsızlıkla beklediğimi söylemeliyim. Gökçe Bahadır, Alican Yücesoy ve Hande Subaşı’nın başrollerini paylaşacağı filmin aşkta bile sınırı aştığınızda nasıl hastalıklı bir hal alacağını izleyeceğiz. Aşk Uykusu’nun gişesi bol, yolu açık olsun.

Survivor’ı seyretmiyorum


Son zamanlarda sıkça sorulan sorulardan biri Survivor’ı izleyip izlemediğim oldu. İzlemiyorum. Çünkü tahammül edemiyorum. Yarışmalar, oyunlar bir nebze tahammül edilebilir bir seviyede ancak yarışmacılar arasındaki diyaloglar beni fazlasıyla rahatsız ediyor.

Herkesin ‘kendisini’ öve öve bitiremediği, sürekli ne kadar ‘adam’ olduklarını haykırmalarından, kızların olur olmaz her şeye salya sümük ağlamalarından ciddi anlamda içim şişiyor.

Şöhretin kapısından şöyle bir bakıp çıkan ya da bir zamanlar popülerken artık ekranda esamesi dahi okunmayan isimlerin yeniden popüler olmak adına takındıkları abuk sabuk tavırlar beni çileden çıkarıyor. Kazandıkları zaman kaplan kesilen ama kaybettiklerinde 3-4 yaşındaki çocuklar gibi birbirlerine hakaret etmeleri ‘Survivor’ı seyretmemi imkansız kılıyor.

Aşk Uykusu sizi yattığınız uykudan uyandırmak için geliyor

Seyredenlere lafım yok ama gözünüzü seveyim ilkokul-ortaokul çağındaki sabilerinizi ekrandan uzak tutun. Bu tarz programlar çocuklarımızın içine sınırı olmayan bir hırs duygusu ekiyor. Çocuklarımıza bu kötülüğü yapmayalım. Onların masum kalpleri merhamet, dostluk, şefkat gibi güzel duygularla büyüsün.

İşte Benim Rezilliğim(!)


Dün akşam İşte Benim Stilim adlı yarışma(!) programından bir kesit izledim ki eyvah eyvah. Şaşırmadım aslında. Bir iş yaparken o işe dahil ettiğiniz insanların niteliği, seviyesi, bilgisi ve de cehaleti yaptığınız işin kalitesini belirler.

Daha önce birkaç kez gece yayınlanan tekrarlarını seyrettiğimde karşımdaki profiller programda yaşanan bu kalitesizliğin hiç de şaşırtıcı olmayacağını kanıtlayacak nitelikteydi. Ağzını yaya yaya kurulan cümleler, zihinlerin sadece birkaç kumaş parçasından ibaret olduğu fikirler, hakaret desen bini bir para… Neresinden tutsak elimizde kalan bu programın hala neden ekranda olduğunu ise anlamama imkan yok.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder