Neden aşk acısı çekeriz? Bu acının ilacı yok mu? Aşk Doktoru Mehmet Coşkundeniz yazdı... Aşk, sahiplenme duygusunun en yüksek olduğu durum. Bağlı olduğunuz kişiyi kaybettiğinizde müthiş bir boşluk duygusu oluşur. Onu bir daha görememe, bir daha aynı şekilde yaşayamama hissi sizi deliye döndürür. Hele ki onun başkasıyla olabilme ihtimali acınızı daha da katlar. Aşk acısı ölüm acısına benzer. Kişi biten ilişkinin ardından büyük bir kayıp duygusu yaşar. Bu duygu, beyin kimyasında bozulmaya yol açabilir. Bu da organizmanın zayıf noktasında kendini gösterir. Kadınlarda bu, daha çok ağrı şeklindedir. Erkeklerde ise tansiyon ya da midebağırsak rahatsızlıklarıyla ortaya çıkar. Sevilen kişinin kaybı karşısında yaşanan yasın süresi vardır. Bu süreçten 2-6 ay içinde mutlaka çıkmak gerekir. 6 ay sonra kişi üzüntüsünü azaltamamışsa, hayatını doğal biçimde sürdüremiyorsa, psikolojisinde bir sorun var demektir. İlişkinin bitiş şekli önemli. Uzlaşarak mı, yoksa kandırılma veya ihanetle mi bitti? Travmatik biten ilişkiler daha uzun sürede unutulur. Sevilen kişiye öfke duyulması acıyı artırır. Aşk acısı yalnız ve aidiyetsiz hissettirir. Kişinin kendine verdiği değerde ciddi bir azalış meydana gelir. Bu acıyı çekenler sıcak, karanlık ve yumuşak yataklarına gömülerek, bir nevi ana rahmine dönüş hissi arar. Eski erkek arkadaşlarını ya da kocalarını düşünen kadınlarda, beynin üzüntüyle ilgili bölümünde hareketlenme artarken; motivasyon, dikkat ve duyguyla ilgili bölümlerinde azalıyor. Bir başka deyişle hayattan kopuş başlıyor. Hayır, yok. Hiçbir doktor bunun ilacını henüz bulamadı. Bazı uzmanlar, aşk acısını gidermek için beyne elektroşok uygulanabileceğini savunsa da bunu yaptırabilecek birini ben tanımıyorum. Aşk acısı bir süreç ve ancak yaşanarak geçer. Top nasıl yere vurmadan zıplayamazsa, siz de acının dibini görmeden iyileşemezsiniz. Bu süreçte ağlayacaksınız, sürüneceksiniz, hatta öleceğinizi düşüneceksiniz. Ama inanın bana, ölmeyeceksiniz ve aşk acısının da geçtiğini göreceksiniz.