Ferhan Kaya Poroy Arkadaşım astronot!
HABERİ PAYLAŞ

Arkadaşım astronot!

Annem bu hafta köşeyi bana bıraktı. Ben de ilk gazetecilik deneyimimi yaşıyorum. Çok heyecanlıyım ama astronotla buluştuğum kadar değil. Uzaya gitmiş bir insanla buluşmuş olmak çok garip bir duygu! İçime şöyle bir his geldi: O da benim gibi insan. O uzaya gittiyse ben de giderim! Henüz hangi mesleği seçeğime karar vermedim, şimdilik pop yıldızı olmak daha üst sıralarda. Ama astronot olmak da listenin bir yerlerinde yer aldı. Size uzay kampına geliş hikayemi anlatmak istiyorum. Aslında annem hem suçlu hem de güçlü! Suçlu, çünkü beni uzay kampına akradaşlarımın da katıldığı okul gezisiyle göndermedi. Neymiş, 5. sınıfa giden çocuk tek başına geziye gider miymiş, orası nasıl bir yermiş, güvenli mi miymiş, falan filan işte. Ben de anneme çok kızdım, onu çok suçladım ama sonunda annem gücünü gösterdi! Beni uzay kampına götürdü. Üstelik beni bir astronotla tanıştırdı. Ben astronotla röportaj yaptım. Bu benim ilk röportajımdı, inşallah bir gün Lady Gaga ile de yaparım. Astronotla fotoğraf çektirdim, uzay mekiğinin içine bindim, hatta onunla kaptan koltuğuna bile oturdum. Bana imzalı resmini ve mail adresini de verdi. “Artık benim arkadaşımsın” dedi. Dünyada kaç çocuk var ki astronot arkadaşı olan ama benim var. Sonuçta bu da anneme ders oldu. Kampı gördü, çok beğendi, kardeşim Duru’yu okul gezisiyle yollayacağını söyledi. Ama bence bu da haksızlık ben okul arkadaşlarımla gidemedim, Duru da gitmesin! Astronota çok soru sordum ama sadece 2 tanesini yazacağım, çünkü yer bu kadarmış!

Haberin Devamı

Şimdi sorulara geldik

Uzayda neler yapıyorsunuz?

Bütün gün camdan Dünya’yı mı seyrediyorsunuz? Bu seyretme merakını ilk uzay yolculuğumda yaşamıştım. Yolculuk başladıktan yaklaşık 8.5 dakika sonra atmosferi geçip sürtünmeyi aşarak yerçekimsiz ortama çıkmıştık. Pencereden ilk gördüğüm Danimarka’ydı, ardından açı daha da genişledi ve sonunda Dünya yuvarlak bir top gibi karşımdaydı. Sonra yörüngeye girdik ve 1.5 saatlik aralıklarla Dünya’nın çevresinde dönmeye başladık. İtalya’nın çizme gibi duruşu, Türkiye, Libya, Çin haritadaki gibi gözümün önünden geçip gidiyordu ve her 1.5 saatte bir Güneş doğup batıyordu. İlk gün pencereden dışarıyı izlemek bir mucize gibi geliyordu ancak sonra kendime şöyle söyledim: “Richard sen buraya iş için geldin, 17 gün hiç durmadan dışarıya bakmak olmaz, işine bak.”

Haberin Devamı

Peki zaman nasıl geçiyor mekiğin içinde?

Uzaya çıkışımız ve yeryüzüne dönüşümüzün mutlaka gündüz saatlerine gelmesi gerekiyor. Bu nedenle bizim için zaman dilimi 1 gün ile sınırlı değil. İniş ve kalkış zamanlarımız bizim için zaman dilimi oluyor o süreçte. Biz astronotlar ortalama 8 saat uyuyoruz ve vardiyalı çalışıyoruz. Yani uzay mekiğinin içinde hayat hep devam ediyor. Biz de tıpkı işe giden insanlar gibi saat kurup uyanıyoruz mekikte. İsteğimiz giysileri giyebiliyoruz. Ancak bu giysilerde aranan en önemli özellik, yanması zor kumaşlardan oluşması.

Bu üzerinizdeki tulumları ne zaman giyiyorsunuz?

Bir de uzay mekiğinden inerken üzerinizde gördüğümüz turuncu tulumlar var, onları ne zaman giyiyorsunuz? Bu turuncu tulumların özelliği mekiğin düşme ihtimaline karşı bir önlem. Düşersen okyanustaki turuncu çok çabuk gözüküyor. Bu da bizim bulunmamızı kolaylaştırıyor. DERİN POROY

Haberin Devamı

Bu yazı 30 Nisan 2011 Cumartesi Postası'ndan alınmıştır

Sıradaki haber yükleniyor...
holder