Giriş
Ucunda Bir Milyon Var’da (Star TV) kritik bir soru. Karadeniz illeri soruluyor. Finalde yarışanların bulamadığı illerin içinde Ardahan’ın da adı geçiyor... Akıllar karışıyor ister istemez. Malum coğrafik haritaya Kars’tan ayrılarak giren illerimizden biri. Kars, bize okullarda gösterilen haritalarda, Doğu Anadolu sınırları içinde.
Peki Ardahan? Valiliğin internet sitesinde ilin hangi coğrafik bölgeye dahil olduğu netlikle belirtilmiyor. Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun sınırında tanımlaması var hatta... Eh ucunda 1 milyon olunca, hani sorularda daha kesin yanıt seçeneklerine ihtiyaç var diye düşünüyor izleyici. Ben de, kalabalık ve dikkatli bir izleyici topluluğu da!
LEYLEĞİN KANADI!
RTÜK dizilerdeki sevişme sahnelerine fena taktı. Haklıdır. Toplum olarak daha on yıl öncesine kadar bizi leyleklerin getirdiğine inanıyorduk. İnananlar vardır hâlâ... “O saatte çoluk çocuk ekran başında” diyenlere kızamıyorum bu yüzden. O çoluk ve çocuğun ertesi günü, okulda, cafede, tribünde birbirlerine salladığı küfürlerde leylek kanadının hiç olmadığını bilsem de...
Hayatın gerçeklerini televizyondan öğrenmiyor günümüz çocukları. Sadece bu bilinsin istiyorum... Elbette bir kırmızı çizgi iyidir, ama top yekun yasaklamak, yasakladığın her neyse ona ilgiyi arttırır. Basit bir sosyoloji kuralıdır. Televizyon izlediğimizin dörtte biri zamanı kitaba ayırsak korkacak daha büyük öcüler bulacağız. Ama nerde?..
SONUÇ AÇIKLANMALI...
Kaldığı yerden başlayan programlara bayılıyorum. Mesela Ruhat Mengi’yle Her Açıdan (Star TV) ikinci haftasında geçen yılın izlenme oranını yakaladı... AB izleyicide ana haber bültenlerini geride bırakarak 12. oldu. Bayramın ilk günü olmasına rağmen seyirciyi ekrana yapıştıran bu programın sosyolojik incelemeye alınmasını istiyorum... Sonuç raporunun da tüm televizyonculara dağıtılmasını. Her Açıdan alınacak bir sürü ders olacaktır çünkü!
HİÇ SIKILMADAN...
Bir Şarkısın Sen’in (atv) konuğuydum önceki gece. İzlediğiniz bir bölümün yaklaşık 5 saatte çekildiğini söylemeliyim önce... Bu kadar uzun çekimler, özellikle program konuklarında küçük çaplı travmalar yaratır. Şımarıklık, kapris vesaire... Ama şu kadarını söyleyeyim; bu programda tam tersi oluyor. Hele o veletler yok mu? Hakikaten yeni kuşağa umutlanma nedeni hepsi... Bir kere el öpme faslı var. Ardından gözünüzün içine bakarak söylenen şarkılar. T
atlı bir ses ve sahne rekabeti belki, ama kıskançlık asla... Ve size yemin ediyorum; hepsinin sesi “Benim diyen” onlarca sanatçının çıplak sesinin yanından geçmez. Çocuklardaki Allah vergisi yeteneğe hayran kaldım... Erol Evgin ve Pınar Altuğ ikilisinin sıklıkla altını çizdiği “bu bir yarışma değil” telkinleri oradakileri çok etkilemiş.
Tüm bu disiplinin nedeni de bu belki... Malum, star yarışmalarındaki büyüklerinin aldığı ruh halini düşününce, çocukların oyun gibi tadını çıkardığı bu takım oyunundan rezalet çıkmasını beklemek haksızlık olur. İyi bir iş yapıyor Bir Şarkısın Sen. Kırıp dökmüyor; ne mutlu...
FANTEZİSİ GÜZEL...
Boşanmak İstemiyorum adıyla başlayan kurgu-reality programı Aile Mahkemesi adıyla yeniden STV ekranında yayınlanmaya başlıyor... Benzer bir içerik Kanal D ekranında tutmamıştı. STV’de ise istikrarla devam etti yoluna. Çok da izlenerek hem de. Ben kendi adıma oradaki “Hakim amcaya” bayılıyorum. Dinliyor, analiz yapıyor ve bir şekilde vazgeçiriyor eşleri boşanma kararlarından... Geçen yıl boşanma sayısında patlama olduğunu düşünürsek, gerçek hayatın mahkeme salonlarında farklı şeyler yaşanıyor ama. Demek ki biz işin fantezisini seviyoruz. İzdivacın da, boş olmanın da!
BİZE EMMY YAKIŞMAZ
Emmy Ödülleri dağıtıldı önceki akşam. Amerikan dizi sektörünün Oskarı sayılıyor bu ödüller. Ve bu yıl dağıtılanlara geçen yılları karşılaştırarak bakıyorum... Mesela 5 yıldır filan ödül alan diziler var. Çok daha eskileri de vardır elbet. Bizde 5 yıl sürebilen kaç tane dizi var? Olsa da her sene bir ödül çıkarabilir mi? Sadece geçen ay yayına girip, aynı hızla çıkan dizi sayısı 10’dan fazla. Muhtemel bu ay da en az beşi gidici. Sevip de diyaloglarını ezber ettiğimiz kaç dizi var? İnternet gazetelerinin en çok okunan haberleri, mevcut ve çok izlenen dizilerin ne zaman biteceğiyle ilgili. Bu yüzden bizim Emmy ödüllerimiz hiç olmayacak! Çünkü biz sevince öldürüyoruz. Ödül anlayışımız bu!
