Erkut Can Arap krizini pışpışlıyoruz
HABERİ PAYLAŞ

Arap krizini pışpışlıyoruz

Haberin Devamı

‘Arap Baharı’ sonrası Arap ülkelerini örgütleyip, Suriye ile ilişkilerini koparan Katar, şimdi o Arap ülkeleri tarafından terörü desteklediği için dışlanan, ilişkilerin kesildiği ülke oldu. Ee, etme bulma dünyası.

İşin enteresan tarafı, Katar’da neler olup bittiğini, bu ambargo olayının arkasında kimin olduğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan da anlayamamış. Danışmanlar ordusuna, dış politikalarımıza ‘kuş’ konduran uzmanlara rağmen. O anlamadıysa benim anlamamı beklemeyin tabii. Sadece sesli düşünmeye çalışacağım.

★ ★ ★

KAZ GELECEK YERDEN...

Evet aniden kucağımızda bir kriz bulduk. Aslında bu krizin tarafı değildik ama, daha ikinci günü Erdoğan, “Katar’la ilişkilerimizi güçlendireceğiz” deyiverdi. Der tabii. Katar’la altın çağımızı yaşıyoruz. Hem açığımızı kapatıyor hem de Türkiye’deki yatırımları arttıkça artıyor. Erdoğan da kaz gelecek yerden tavuğu esirgemedi.

★ ★ ★

Ancaaak, Katar’ı ablukaya alan cephenin sonraki hedefi biz olabiliriz. Bize de “Müslüman Kardeşler ve Hamas’la ilişkinizi kesin. Onları ülke dışına çıkarın” diyebilirler. Yani gidişata göre biz de hedef olabiliriz. Hem de Suudi Arabistan ve Bahreyn’le iyi ilişkiler içinde olmamıza rağmen... Limoni olduğumuz Birleşik Arap Emirlikleri konuşmaya başladı bile. Yarın ‘terör destekçisi’ demezler inşallah. Özetle böyle...

★ ★ ★

BiZE NE BE...

Araplar ve ABD, Katar’ı terör destekçisi ilan etti. Biz de alelacele üs kurma kararı aldık. Katar’ın güvenliği içinmiş. 500-600 askerle Katar’ı koruyacakmışız. Bize ne be. Türk ordusu vatanını korumak için var. Binlerce şehit vererek koruyor da... Dünyayı satın alan Katar da kendini korusun. Katar için “görüşmelerle çözüm” çabamızdan daha ileri gidersek, ince manevralarımızı doğru yapmazsak, bu kriz bizi batağa çeker. Peki bu, Türkiye açısından kime yarar, kimler kazanır? Şurası kesin ki, ne ben ne de sizler... Bizler kaybeden oluruz.

GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN EYVALLAH

Boşuna ‘şeytan’ dememişler ona. O da hakkını veriyor. Rıdvan’ın referandumdaki “Evet” çağrısına evet diyen ve devamını da getiren kardeşi Arda, Milli Takım uçağında bir meslektaşımıza saldırıp Türkiye’nin tepkisini toplayınca, hemen vefa örneği gösterip, “Arda benim kahramanım” deyiverdi. Ama en az Arda kadar o da İzmir Marşı’yla hedefe oturtulunca, çaresiz bir çalım daha attı. “TFF başkanlığına adayım” lafını yutup, “Valla billa değilim” dedi. Seçimde başına gelecekleri bildiği için...

Gelelim Arda’ya. Kendini ‘kuş gibi’ hissediyordu ya... Umre’ye uçacakmış. Güçlü bir Türkiye için Milli Takım’ı bıraktığına göre ne yapsa yeridir. Allah kabul etsin.

Ancak, bu Arda-uçak-küfür-Terim’in kulaklarındaki pamuk denkleminde bana göre bir bilinmezlik var. Mutlaka ‘havada’ kalmayacaktır. Tam yeri burası mıdır değil midir göreceğiz. Bence kuyu çok derin. Bakalım kimler düşecek içine.

GEÇMİŞ OLSUN


Deniz Seki uyuşturucuyla bağlantılı cezasını çekip, her hafta imza vermek şartıyla çıktı. Cezaevinin kapısında da “Artık canımı acıtmayın” dedi. Güzel kızım, yattığın süre boyunca kim canını acıttı ki? Zamanında acıyı zevk edinen sendin.

Ayrıca Türk milletinin nazarında da aklanmadın. Türk milleti hakim mi, suçluyu aklasın. Hele hele kötü örnek olmuşsa... Bak ne güzel iki kitap yazmışsın, besteler yapmışsın, konserlerin hazır. İnşallah devamı da gelir. Belki de TV programı bile...

Daha ne istiyorsun? Tövbe et yeter. Resimlerine baktım, hiç değişmemişsin. Cezaevindeyken sana gerekli ihtimamı gösteren, dizide oynamana izin veren bu devlete şükret. Bir de tecritteki 250 gazeteci arkadaşımızı düşün. 11 aydır yok yere yatan, mahkeme günü bile belli olmayan 15 Temmuz mağduru genç askerleri düşün, bir kere daha şükret. Geçmiş olsun.

Bana mı sordunuz?

Başbakan Yıldırım, zeytinliklerin sanayileşmeye açılmasıyla ilgili sormuş: “Zeytin mi daha önemli, yapılacak tesis mi?”

Bana mı sordunuz Sayın Başbakan? Hemen cevap vereyim. Zeytin daha önemli. Neden derseniz, gidişata göre nedenini anlatırım. Ancak tasarı geri çekildiğine göre sanırım gerek kalmayacak. Ama isterseniz, “Bu adam ve onun gibi düşünenler niye zeytin dedi” diye siz de bir düşünün. Belki o zaman bir gece yarısı bir KHK torbasına bir avuç zeytin atmazsınız.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder