Amaç niyet okumaksa ne yazsan boş!

Bir milli bayramımızı daha kavga gürültüyle geçirdik. Malum 2012 yılından beri milli bayramlarımız üstün körü geçiştiriliyor, belediyeler ve halk ise kendi bayramını yaratıcı etkinliklerle kutluyor.

Bu yıl da devlet büyüklerimiz bayramı basına vurulacak özel bir operasyon ile taçlandırmak için Sözcü Gazetesi’ne gözaltılar düzenlettirdiler.

Aylardır, 6 savcının suç unsuru bulamadığı için reddettiği bir soruşturmayı son gelen savcı anlamlı bulup Sözcü’ye FETÖ operasyonu başlattı. Gerekçe?

Gazetenin Marmarisli muhabiri Gökmen Ulu’nun 14 Temmuz’da Cumhurbaşkanı’nın kaldığı otelin adını internet gazetesinde yayınlaması. Herkesin bildiği bu durum, niye sır oluyor; üstelik de Gökmen Ulu, 15 Temmuz gecesi, kalkışma sonrası Cumhurbaşkanı’nın Marmaris’te basına yaptığı açıklamada da hazır bulunan birkaç gazeteciden biri.

Tabii bu suçlamaların FETÖ’cülükle ilgisi yok, mesele gazetenin iktidara yakın basında yer alan tanımlamasıyla “Atatürk istismarı ile emekli memurların üç kuruşuna göz diken” bir gazete olması! Milat Gazetesi’nin bu suçlaması iktidarın da gazeteye bakışını dile getiriyor, Atatürkçü olmak!

Emekli memurlar da başka gazete okusun? En son Cumhuriyet Gazetesi’nden Oğuz Güven’in 55 saniye internette kalan bir başlığın beğenilmemesinden ötürü tutuklandığı da düşünülürse, iktidara yüzde yüz biat etmeyen gazete ve gazetecilerin ne yaparlarsa yapsınlar suyu bulandıran kuzu pozisyonunda olduğu ve her an ham yapılacağı gerçeği ortada. Nereye kadar?

Gençliğe hitabeyi kimler okudu?

19 Mayıs kutlamalarına Ataşehir’de katıldım. Ataşehir’in CHP’li Belediye Başkanı ve eşi CHP İstanbul Milletvekili İlgezdi çifti, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve eşiyle CHP’li milletvekillerini ağırladı ilçelerinde; hem de ilginç bir gösteriyle.

Unutulmaz Hababam Sınıfı’nın klasik olmuş bir sahnesi, hayatta kalan oyuncularının da katılımıyla yeniden canlandırıldı. Hep bir ağızdan Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi seslendirildi.

Protokolun ayrılmasından sonra gençlere Hayko’nun konseri vardı. Bir yere gitmem, kalır izlerim dedim. Hayko konserlerine gençler kapıları kırıp gidiyor, ne biçim bilet paraları ödeyerek, karşımda bulmuşum, kaçırır mıyım? Hayko’nun şarkıları da şovu da, merak ettiğim kadar varmış, ilginç ve canlıydı.

Ama Ataşehirlilerin konsere hak ettiği ilgiyi gösterdiğini söyleyemeyeceğim! Belediye burada her türlü kültürel etkinliğe bütçe ve enerji ayırıyor ama bir türlü yeterli ilgiyi de sağlayamıyor diye duydum. Parasız olunca mı değeri olmuyor, bu kadar genç bir nüfus varken, sadece et lokantalarıyla yetinmek de ayıp oluyor doğrusu!

Fakir fakirle zengin mankenle

Manken Özge Ulusoy, Kıbrıs Lefke Avrupa Üniversitesi’nde düzenlenen Aşk konulu bir söyleşiye katılmış ve bir öğrencinin “Mankenler neden hep zengin iş adamlarıyla ilişki yaşıyor?” sorusuna “Fakirlerle mi yaşasınlar yani?” diye mantıklı bir cevap vermiş!

Bu yanıtın nesi yanlış demeden soralım, Lefke Avrupa Üniversitesi söyleşi yapacak konu, çıkaracak konuşmacı mı bulamamış? Yoksa amaç bir biçimde haber olup üniversitenin adını medyada duyurmaksa maksata ulaşılmış. Ama ne işe yaramış?

Ekonomik ve sınıfsal gerçekçilik konusunda ders vermeye! Zengin kız, fakir oğlan aşkı ya da tersi, ancak dizilerde olur, gerçek hayatta, mankenler çok para kazansalar da geleceklerini düşünerek elbette zenginlerle takılır!