Yaşam 750 liralık film Cannes'te

750 liralık film Cannes'te

Paylaş
750 liralık film Cannes'te

Adana'da bir inşaat mühendisinin arkadaşlarının yardımıyla 750 lira harcayarak çektiği kısa metrajlı film, milyon dolarlık filmlerin yer aldığı Cannes Film Festivali'nde gösterilecek

Mayıs ayında Cannes Film Festivali’nin "Short Film Corner" adlı kısa metrajlı film bölümünde gösterilecek "A Piece of Meat" adlı filmin yönetmeni Mehmet Özdoğan (26), AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çukurova Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesinde eğitim görürken sinemaya ilgi duymaya başladığını anlattı.

Özdoğan, önce 1,5 yıl tiyatro faaliyetlerinde yer aldığını, ardından ÇÜ Sinema Kulübü’nde aktif olarak görev aldığını ifade ederek, bir dönem de başkanlığını yaptığını belirtti.

Bu süreçte arkadaşlarıyla bir araya gelerek kısa metrajlı film yapmaya karar verdiğini anlatan Özdoğan, "Film izleyerek tutkunu haline geldiğim sinemada bir şeyler yapabileceğimi düşündüm. Sonrasında da aklımdaki hikayeleri senaryolaştırıp kısa metrajlı film haline getirdim" dedi. 2005 yılında çektiği ilk filmi "Güdü"yü "çok acemice" diye değerlendiren Özdoğan, 2006 yılında "Cürüm", 2008 yılında ise "Mevt" adlı kısa metrajlı filmlere imza attığını anlattı.

Özdoğan, Mevt’in kısa metraj film yapımcılığı deneyiminde dönüm noktası olduğunu belirterek, "Bu filmde profesyonel sayılabilecek destekler de aldım. Filmin müziğini Gökhan Kırdar yaptı. Kurgusunu ise şu anda İstanbul’da dizi yapımlarında görev alan bir arkadaşım gerçekleştirdi" diye konuştu. Bu filmin çeşitli festivallerde gösterildiğini belirten Özdoğan, 2010 yılında "A Piece of Meat" adlı filmi çektiğini belirtti.

FİLMİN KONUSU

Özdoğan, senaryoyu ABD’de bulunduğu sıralarda yaşadığı bir olaydan etkilenerek oluşturduğunu anlattı. Filmde, "maddenin köleliği, kadının gücü ve erkeğin iradesizliği üzerinden, et metaforuyla haz olgusunu irdelediğini" söyleyen Özdoğan, şöyle konuştu: "Los Angeles’te barda ilginç bir olay yaşadım. Çok çirkin bir bayan, etrafında tanıdığım 3 tane erkek arkadaş. Erkekler kadının etrafında resmen dönüyorlardı.

Adeta ona hapsolmuşlardı. Bundan etkilenerek, kadının gücü, erkeğin köleliği üzerinden bir senaryo hazırladım. O sırada Cannes’de Lars Von Trier’in filmi gösterimdeydi. İzledim, tema çok benziyordu. Bir şeyler yakaladım. Sonra Trier’e oturup mail attım. ’Bu filmi size adamak istiyorum’ dedim. O da olumlu cevap verdi. Filmin başında zaten ’to Lars Von Trier’ diye yazıyor. Filmin konusu maddenin köleliği üzerinden gidiyor. Maddenin köleliği, kadının gücü, erkeğin iradesizliği tartışılıyor. Et metaforuyla konuyu anlatıyoruz. Filmde kadının elinde erkeğin boynuna bağlı tasma bulunuyor. Filmin sonunda kadın büyük bir et parçasına dönüyor.

Erkeğin haz alması sonrasında, tabi ki simgesel bir anlatımla." Filmin Cannes’de gösterileceğini anlatan Özdoğan, şunları söyledi: "Ben hep şunu söylüyordum arkadaşlarıma: Bu film Cannes’de gösterilecek, çünkü kadersel bir şey var burada. Sonuçta bir gece internet üzerinden Cannes’e başvurdum. Şimdi filmim Cannes Short Film Corner’de gösterime girecek. Milyonlarca dolar bütçeli filmlerin yer aldığı Cannes’de liraya hazırladığım filmin gösterime girecek olması beni etkiliyor. Filmi, Cannes’in Official Selection bölümüne de gönderdim.

Short Film Corner’da yapımcılar ve kısa film koleksiyoncuları için festival tarafından satışa çıkarılacak. Cannes bir koridordan girdiğiniz andan itibaren onlarca çıkışa sizi götürebiliyor. Bazı şeyleri değiştirebilir, oradaki başarınız." İstanbul dışında film çekiminin ciddi sorunları beraberinde getirdiğini ve özellikle teçhizat anlamında sorun yaşandığını ifade eden Özdoğan, "Teçhizat bulmak sıkıntı ötesi. Adana’da jimmy jeep bulamazsınız, şaryo bulamazsınız, teknik tesisat çok zor. 35 mm konverterı İstanbul’dan getirmeniz gerekiyor. İstanbul dışında yaşamanın böyle bir handikabı var. Kurgu aşamasında aynı sıkıntıları yaşıyorsunuz.

Profesyonel anlamda kurguyla ilgilenen kişileri, bölgede bulmak imkansız" dedi. Özdoğan, ailesinin de ilk başlarda film çekmesini eleştirdiğini belirterek, "Onlar inşaat mühendisi olmamı istiyorlardı. Ancak sonra onlar da sinemanın güzelliğini ve öneminin farkına vardılar. Filmlerimi izlettikten sonra, onlar da heyecanlandı. Şimdi ’bir sonraki senaryo nedir?’ diye sormaya başladılar" dedi.

AA

2

Haberin Devamı